Toptaş'ın bu zamana dek okumayıp "heba" ettiğim eseri olmuş diyebilirim. Geç kalmanın sancısını çektiğim bir eseri oldu yazarın. Antimilitarist anlatının dışında göze çarpan diğer yan söylemlerde toplumdaki bozulmayı, babasız çocukluğun zorluğunu, reddedilen insan egosunun şiddete koşan taşkınlıklarını, minnet duygusunun feciliğini, çocuk hainliklerini, köyün huzur vereceği sanılan biteviyeliğinin insanları çıldırtışını, felaketin seyrini sevişimizi, "kibar kibar gezinip duran güleç yüzlü adamların, herkese göz yaşartıcı bir sevgiyle yaklaşan hanım hanımcık teyzelerin, namus ve ahlak söz konusu olduğu vakit mangalda kül bırakmayan bazı insanların, bazı çıtkırıldım gençlerin ya da yaralı bir kedi görünce gözyaşlarını tutamayan sevimli ve yufka yürekli amcaların ne tür dolaplar çevirdiğini öğrenme"nin masum olduğu iddia edilen insanları çok fena sarstığını da görebilmekteyiz