Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Lütfen okuyunuz dostlar
Merhum
İsmail Çetin
İsmail Çetin
hocamız gençliğinde bir gün yolu İzmir'e düşer. O sıralar henüz sakal bırakmamıştır. Sakal tıraşı olmak için bir berbere girer. Berber yakışıklı, tatlı yüzlü, temiz simalı birisidir. İsmail Efendi içinden; "Ya Rabbi beni esmer olarak yarattın, ama güzel ve faydalı ilim verdin. Elhamdülillah istikametim de yerinde. Kim bilir şu adam belki büyük günah bile işliyordur. Şu berberin yakışıklılığını bana verseydin, ben hem parlak yüzümle hem ilmimle ümmete daha iyi hizmet etmez miydim?" diye geçirir. Berber onu tatlı tatlı süzer; "Merak etme, içim de temiz benim" diye mırıldanır. Hocamız çok şaşırmıştır. Adam içinden geçenleri bilmiş ve ona göre cevap vermiştir. Merakını zapt edemez. Dışarıda bir yerde berberin kapanma saatine kadar bekler. Daha sonra berberi, içinden geçeni nasıl bildiğini söylemesi için ilhah eder. Berber der ki; "Gençliğim biraz hızlı geçti, bazı büyük hatalara bulaştım. Babam hastalandı. Mübarek biriydi ama biz kadrini bilemedik. Çevreye, çamura bulandık. Beni yanına çağırıp dedi ki; "Oğlum, bunca zamandır hoyratça yaşadın. Nasihatlerim sana kâr etmedi. Son sözüm şudur, yaparsan pişman olmazsın. Hayatın düzelir, bereketlenir. Her güm Rasul-i Zişan'a beş yüz salavat oku" dedi. Ardından vefat etti. Onun vefatıyla sarsıldım. Birkaç ay içimdeki hasret ateşiyle salavatımı okudum. Alışkanlık haline geldi. Ardından namaz kılmak arzusu, günahlardan kaçmak ve tövbe etmek geldi içime. O gün bugündür şu kadar sene oldu, salavatlarımı terk etmedim. Allah Teâlâ da bana böyle hisleri nasip etti."
··
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.