Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

113 syf.
7/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
" Bu aklına gelince ve bununla birlikte geçmiş de aklına gelince ve çok süratlı gelince, gözleri doldu. Çünkü bir şeyin düşünce olabilmesi için makul bir sürenin geçmesi lazım. Aniden akla geliveren ve düşünceye dönüşmek için kafi zamanı bulamayan şeyler, basınç değişikliğinin tesiriyle ne olur, sıvı hale geçer ve gözyaşı olarak akar bunu herkes bilir. Bu böyledir. Gözyaşlarını sil. " Bu kitabın da sırrını çözüp etkileyici ve ansızın el değiştiren akışına alışabilmek için kafi zamanı bulması gerekir. Aksi takdirde ne olur .. aksi takdirde birçok hayata ucundan köşesinden bakma fırsatı kaybolmuş olur. Barış Bıçakçı hikayeleri birbiriyle dokunacak şekilde öyle bağlamış ki hiçbir kopukluk hissetmiyorsunuz. Sanki biri biterken bir diğer yaşam hemen ucundan tutuyor ipin yere düşmesin diye. Bu bağlam benim çok hoşuma gitse de, bazı hikayelerin devamını da okumayı/izlemeyi çok istedim. Çünkü o yaşamların dibinde biraz hayat kalmış gibiydi. İzlemeyi isterdim dedim çünkü sona yaklaştığınızda seyirci motifini kullanıyor Barış Bıçakçı. Bir bakıma da öyle değil midir zaten? Okuduğumuz romanlar hikayeler uzaktan seyrettiğimiz hayatlardır aslında. Uzaktan seyredip içten hissettiğimiz tanıdık duygular, tanıdık düşüncelerdir aslında. Diğer kitaplarında olduğu gibi ilişkileri değerlendirme biçimini de yine tam yerinden yakalamış Barış Bıçakçı. Önce eşsiz ve benzeri olmayan anlara sahip olduğumuzu sanarız, sonra da banyomuz akıtmaya başlar... Birçok eleştiride yazı dilinin Oğuz Atay'a benzediğini okumama rağmen bana Sait Faik'i andırıyor daha çok. Sakinlik, yalınlık..denizi, kumsalları, adaları eksik yalnızca.
Herkes Herkesle Dostmuş Gibi
Herkes Herkesle Dostmuş GibiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20211,824 okunma
·1 alıntı·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.