Benim yolum, senin yolun oldu...Hz. İsmail'in annesi,
Rüzgarın kızı,
Zemzem'in annesi,
Şiirin kızı...
Heyecanlı ve sakin, telaşlı ve durgun, atılgan ve çekingen...
Ama daima inançlı.
Sert ve yumuşak, hafif ve ağır, siyah ve beyaz...
Ama daima inançlı.
Hızlı ve yavaş, gösterişli ve sade, konuşkan ve suskun...
Ama daima inançlı.
Sibel Eraslan yazar da ben okumaz mıyım...
Zemzem'in annesi çağırır da ben gitmez miyim...
Kuş olur da bu minik yüreğim, gider onun avuçlarına konar...
Dinlemek için ondan peygamberi,
Öğrenmek için Zemzem'in annesini,
İnşa etmek için Kabe'yi
O anlatır da ben dinlemez miyim...
Güneş gibi parlak Sare'yi,
Putları kıran Hz. İbrahim'i,
Şeytan taşlayan Hz. İsmail'i
Hani anlatılamayıp da konulan o üç noktalar varya,
Hani kelimelerin kifayetsiz kaldığı,
Hani ben anlatamıyorum sen anla denilen...
Ben anladım,
Ben tamamladım,
Ben hissettim...
Akarken damla damla, boncuk boncuk gözyaşlarım mürekkebe...
Onun salladığı salıncakta sallandım ben.
Onu dinlerken öğrendim,
Nasıl peyda olmuş Zemzem,
Nasıl dua edilirmiş,
Nasıl sevilirmiş,
Nasıl inşa edilirmiş...
Yaşarken onun anlattıklarını hızlı hızlı
Dur dedim.
Dur da hemen bitmesin,
Yavaş yavaş anlat biraz da,
Ben de gideyim o günlere,
Ben de göreyim peygamberi,
Ben de konuşayım onunla,
Ben de koşayım seninle Safa Merve arasında...
Şu iki parmak kalınlığındaki kitapta,
Ben de şahit olayım o anlara,
Özgürlük ve tutsaklık arasındaki o ince çizgide,
Ben de bulunayım seninle...
Vardıya hani bir tane tavus kuşun,
Yemini geç verince küserdi hani,
Ben vereyim ona yemini.
Güvercinine mektup göndermeyi ben öğreteyim,
Ben öğreteyim ona taklalar atmayı...
Oturayım senin yamacına,
Hz. Sare'nin etek ucuna.
O anlatırken ikimize,
Ben de izleyim onun güzelliğini sessizce...
O ateşin yanına,
Ben de otursaydım yanınıza...
Yaksaydı gözlerimi dumanı da,
Ağlasaydım doyasıya...
Koşmuştun hani yedi kere,
Su bulmak için İsmail bebeğe.
Ben de koşsaydım peşinden de,
Acısaydı ayaklarım...
Hani gelmelerle gitmeler arasında kalmıştın,
Allah'a teslim olmuştun.
İnancın timsali olmuştun da,
Zemzem'i bulmuştun...
Çölün ortasındaki vahada,
Mekke'yi kurmuştun,
Kimse yoktu orada,
Rabbini bulmuştun...
Size çölde gölge olsun diye uçan kuşlar,
Benim içimde uçtu bu kez.
Eteğinde oturduğun dağlar,
Benim içime sığdı bu kez...
Geceleri uyku girmeyen gözlerim,
Geceleri yıldızlara dalan gözlerin oldu...
Şiir yazan ellerim,
Kınayla resim çizen ellerin oldu...
Benim konuştuklarım,
Senin sustukların oldu...
Benim yolum,
Senin yolun oldu...