Tez, Liberalizmin SSCB'nin yıkılmasıyla zafere ulaştığını söylese de bunun elbette tarihsel geçmişi olduğundan bahsediyor. 2.Dünya Savaşı sonrasında serbest piyasa ekonomisinin hangi ülkelerde ne koşullarda başarılı olduğunu sayısız somut örnekle anlatıyor. Bu eseri okurken kafanızda Türkiye'ye dair bir takım çıkarımlar da yapabilirsiniz. Bu arada değerlendirmelerin ağırlıklı olarak serbest piyasa odaklı olduğunu gördüm. Kitap sadece piyasaya ve yönetimlere değil, insanların da liberalizme eğimli olduğundan bahsediyor. Aklınızda olsun.
Çıktığı dönem özelinde düşünülürse tezin tartışmaların odağında olması ve akademik camiada sıklıkla adının anılması gayet doğal. Belki de doksanların en sık konuşulan tezlerinden biriydi. Sert eleştiriler de aldı. Ne eleştirenler ne de Fukuyama çok haksız sayılmaz. Fukuyama ampirik kanıtlarla tarihten pek çok örnek veriyor. Karşıt görüş bildirenlerin bunlara itiraz edebileceğini pek sanmıyorum. Yine de Fukuyama'nın sihirli bir küresi yok ve geleceği göremiyor. O yüzden kesin çizgilerle "Liberalizmin zaferi" demek biraz abartı gibi.
Kitabın yazılmasından sadece birkaç yıl sonra Başta Hungtington olmak üzere pek çok isim karşıt tezler öne sürdü. SSCB'nin çöküşünün ardından liberalizm ile birlikte coğrafyacı koruma, milliyetçilik ve fundamentalizm de yükselişe geçti. Fukuyama ise bunların çöküşe geçeceğini söylüyordu. Kitabı bitirir bitirmez "Medeniyetler Çatışması" makalesini okumanızı tavsiye ederim.