Kitaptan değil, yazardan bahsedeceğim. 1700’lü yıllardan bugüne, her şeyin aynı kaldığını gösteren Feminizmin Annesi, erkek egemenliğe karşı yumruğunu ilk sıkan kadınlardan biri; Mary Wollstonecraft! Toplumun çürümüş halini, ataerkil düzeni, çarpık ilişkileri bir bir suratlara vurmuş. Yani bundan yıllar önce çatır çatır her şeyi tüm gerçekliğiyle söylemiş. Yıl 2020! Değişen ne? Dış görüşüne yönelik saldırılara uğramış -bugün bile kendisi hakkında aynı yorumlar şaşırtmayan şekilde birileri tarafından devam ediyor- bakımsız, çirkin, psikolojik hasta gibi yakıştırmalar yapılmış bir kadın. Hiçbiri yabancı değil, öyle değil mi? Kötü bir baba, pasif bir anne, şahit olduğu sorunlu evlilikler, çok eşlilikler vs. Bir şey yapmalıyım diyen gencecik bir kız çocuğu. Daha 19 yaşında evden ayrılan ve mürebbiyelik yapan genç bir eğitimci. Fransız Devrimine şahit olmak için yolculuğa çıkıp aşık olan ve bir kız çocuk dünyaya getiren cesur bir kadın. Eşi tarafından çocuğuyla tek başına bırakılan bir anne. Yani sen, yani ben, yani biz... Bu kadının yüzyıllar önce yazdıkları, bugün her birimizin ne olduğunu, nerede kaldığımızı anlatıyor. Bu kitabı özellikle “antifeministlerin” yani “kadın yerini bilsin” diyenlerin “kadın kuyruk sallamazsa erkek bir şey yapmaz” diyenlerin “o saatte ne işi varmış” diyenlerin “kadın dediğin dizini kırıp evde oturur” diyenlerin, erkeklerin, ama özellikle de kadınların okumasını isterim, çok isterim.

Kadın Haklarının GerekçelendirilmesiMary Wollstonecraft · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,567 okunma

··

65 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

inci