Mustafa Kemal Paşa'nın yurt gezisi programını bitirip Ankara'ya dönüşünü takiben, 1 Nisan 1923'te Birinci Gruba mensup Esad Efendi (Ay dın) ve yüz yirmi milletvekilinin imzaladığı teklif ile seçimlerin yenilenmesi istenir. 3 Nisan'da seçim kanununda değişikliklere gidilir, seçmen yaşı 18'e indirilir. Mustafa Kemal Paşa, 8 Nisan'da parti programı niteliğinde olan "Dokuz Umde"sini yayınlar. Nisan'ın ilk günlerinde peş peşe gerçekleşenler arasında en önemli gelişmeyi seçime gidilmesi teklifinin kabul edilmesi oluşturur. Esasen seçim teklifi daha önce İkinci Gruptan gelmiş fakat Birinci Grubun muhalefetiyle kabul edilmemişti. Birinci Grup, seçimi aleyhine bir durum olarak değerlendirmişti. Fakat hiç de uzun bir süre geçmeden seçime gitme teklifinin bu sefer Birinci Gruptan gelmesi son derece manidardır. Neden böylesi bir değişim yaşanmıştı? Bu değişimin en önemli sebebinin Lozan ol duğu anlaşılıyor121. Çünkü, Lozan görüşmeleri sırasında İkinci Grubun son derece etkili muhalefeti ile Birinci Grupta önemli bir erime görülür.
Birinci Grup Lozan'da Misak-ı Milli'den taviz verildiğini ve bunun engellenmesi gerektiğini savunur. "Taviz" suçlamasına, Mustafa Kemal özellikle Musul konusunda çok ısrarcı olunursa savaşın tekrar çıkabileceği biçiminde cevap verir122. Bunun üzerine Birinci Gruba mensup bir çok milletvekili İkinci Gruba geçer. İkinci Grup Meclis'te çoğunluğu teşkil eder duruma gelir ve Meclis çalışmalarına damgasını vurmaya başlar123. Bu nedenledir ki, Hüseyin Avni (Ulaş) Meclis Birinci Başkanvekilliği'ne seçilir. Seçimde Hüseyin Avni Bey 145 oy alırken, Birinci Grubun adayı Refik Saydam 110 oy alır. Gelişmelerden anlaşılan odur ki, seçimin yenilenmesi, Birinci Grup tarafından iradeyi tamamen İkinci Gruba kaptırmamak için bir çözüm olarak görülmüştür124.
121 "Lozan görüşmelerinin seyri İkinci Grubun gücünü artırmasına ve Mustafa Kemal Paşa'nın Birinci Grubun kontrolünü elinden yavaş yavaş kaçırmaya başlamasına ne den olmuştu" (Akın, TBMM Devleti s,. 63). Meclis'in yenilenme nedeninin Lozan olduğunu bir çok kimse ifade eder. Örneğin: Harris, Türhiye'de Komünizmin Kaynaklan, s. 176; Gençosman, Devleti Kuran Meclis, s. 59; Göldaş, Takriri Sükun Görüşmeleri, s. 77, 343.
122) Güz, Türkiye' de Basın- İktidar İlişkileri, s. 74
123) "İsmet Paşa Lozanda iken ve konferans inkıtaa uğrayıp Ankara'ya avdet ettikten sonra, Meclisteki muhalefet öyle şahlanmıştı ki, vaziyetten ürkmemek imkanı yoktu. Hatta Müdafaa-i Hukuk Grubu içinde dahi muarızlar peyda olmaya başlamıştı. Hükümetin işi çıkarması imkansız bir hal almıştı" (Kılıç Ali, Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor, s. 94
124) Birinci Meclisin önemli tanıklarından H. Velded Velidedeoğlu'nun Birinci Meclisle ilgili bir tespiti şöyledir: "Dışarıdan sanıldığı gibi Birinci Meclis, Mustafa Kemal Paşa'nın her dediğini yerine getiren bir "uydu Meclis" değildi. Zaman zaman üyelerden kimileri herhangi bir konuda Mustafa Kemal Paşa'nın görüşlerine karşı çıkar, Paşa konuşma kürsüsüne gelerek düşüncelerini tekrar tekrar savunmak zorunda kalırdı. Yani yetkileri bakımından diktatör niteliğinde olan bu Meclis, içişleri yönünden tam demokrat bir Meclisti" (Velidedeoğlu, İlk Meclis, s. 243). 1920-1927 dönemi çerçevesinde Basın-İktidar ilişkisini araştıran Nurettin Güz ise, Niyazi Berkes ve Ş. Süreyya Aydemir'i referans göstererek "Mustafa Kemal, Birinci Meclise tam hakim değildi. İstediklerini de tam olarak kabul ettirememekteydi" tespitinde bulunur (Güz, Türkiye'de Basın- İktidar İlişhileıi, s. 69,70)