İhtiras ortaya çıkmış ve sonunda onu maksatsız, dipsiz, boş hayallerin içine yuvarlamıştı. Böyle olunca da insan evinden ancak hayal kurmak için çıkar artık. Tembelce yaratılış. Kaynaşan ama durgun girdap. Ve çalışma azaldığı ölçüde ihtiyaçlar da artıyordu. Bu bir yasadır. Hayalperestlikte, insan genellikle cömert ve yumuşaktır; gevşeyen düşünce hayata sıkıca sarılamaz. Bu çeşit yaşayışta iyilik kötülüğe karışmış bir haldedir çünkü gevşeklik felaket getirici olsa da, cömertlik sağlıklı ve iyidir. Ne var ki, cömert ve asıl ruhlu ve de çalışmayan yoksul adam mahvolmuş demektir. Kaynaklar kurur, ihtiyaçlar birbiri ardınca kendini gösterir.