Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Gerici" denilenlerden daha yobaz olan bazı "ilericiler"
Esasında bu, 1990'ların değişik vesilelerle manipüle edilen kesimlerinin vardığı istisnai bir durum değildir. Bu durumun bir geleneği vardır ve laik devlet sürekli kendisini tehlikede görmüştür. Bunun sebepleri ise başlı başına bir araştırma konusu olup, böy­lesi bir araştırmanın ilginç olacağını tahmin etmek ise zor değil. Söz konusu korku belki laikliğin Türkiye şartlarında belirli zorlamalar sonucunda uygulama alanı bul­muş olmasından, belki sivil-asker bürokratların halka yabancılaşmış olmasından belki de dini sürekli kontrol altında tutma arzusunun neden olduğu bir oto-kontrol meka­nizmasının sonucu olarak açığa çıkmaktadır. Şerif Mardin 'in tespitiyle, rejim laikliğe yönelik dirençleri "gericilik", "hurafe" ve "cehalet" olarak niteleme geleneğini hemen hiç terk etmemiştir. Bu tanımlamalar ise hiç bir zaman sosyal bilimlerin kavramları değildir. "Olsa olsa edebi ve hissi kavramlardır "Mardin, "Laiklik İdeali ve Gerçekler", s. 382). Ancak şurasını ifade edebiliriz ki bu Cumhuriyet Türkiye'sinin bir geleneği­dir ve şu iki olay bunun değişik zaman dilimlerinde alınmış sadece iki örneğidir: Di­yanet İşleri Başkanı olan Ahmet Hamdi Akseki'nin Hz Peygamber'in hayatını anlatan kitabı 1943 yılında yayınlandığı zaman soruşturma konusu olur ve İçişleri Bakanlığı­nın kararıyla toplatılır. Toplama gerekçesi, "dini bir atmosfer meydana getiıilmesine ve gençlik için dini bir zihniyet fideliği vücuda getirilmesine" Davut, "Din ve Vicdan Hürri­yetinin Siyasal Sistem Açısından Anlamı ve Uygulanması", s. 83) zemin sağlamasıdır. Millet Partisi'nin 1951'de Beyoğlu'nda toplanan İstanbul il Kongresi'nde, vefat etmiş olan Parti başkanı için Fatiha okunması teklifi büyük tartışmaların başlangıcını oluştu­rur. Bir kesim bunun laikliğe aykırı olduğunu ve laikliği tehlikeye sokacağını, irticaya hizmet edeceğini savunarak ısrarla karşı çıkarken, diğer kesim ise bunun laiklikle il­gisi olmadığını Türk örf ve adetlerinin bir gereği olduğunu savunur. (Tartışmaların ba­sına yansıyan boyutuyla ilgili olarak bkz Sebilürreşat, C.V, S. 102, Nisan 1951 s. 20).
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.