Bugün Elhan-ı Șita'nın diline olan uzaklığımız kendi varlığımızla aramıza açtığımız mesafe kadardır, Nitekim ayet-i kerime "rıhlete'ş-şitâi ve's-sayf" diyor,
Yani şita kelimesi ayet-i kerimede geçiyor; Türkçede var ve biz bundan haberdar değiliz. Nazım Hikmet 1936 tarihindeki bir yazısında mevsim-i şita ibaresini kullanır: "Bu bir tarafin inmesi, öbür tarafın yükselmesi ve üçüncü tarafın olduğu yerde durması "mevsim-i şita''nın çözülmemiş muammasıdır."