KURDUN KİRPİKLERİ
Eğer dışarı çıkıp ormana gitmezseniz asla bir şey olmaz ve hayatınız da hiçbir zaman başlamaz.
Ormana gitme,” dediler. “Ormana gitme.”
Neden gitmeyecekmişim? Gece neden ormana gitmemem gerekiyormuş?” diye yanıtladı.
“Orada senin gibi insanları yiyen koca bir kurt yaşar. Ormana gitme, gitme. Çok ciddiyim.”
Doğal olarak, kız ormana gitti. Bir şekilde ormana gitti ve tabii ki, onu daha önce ikaz etmiş oldukları gibi, kurtla karşılaştı.
Ama rastladığı kurt bir tuzağa düşmüştü, kurdun ayağı tuzağın içindeydi.
“Yardım et, ah, yardım et bana! Aaayy, aaayy, aaayy!” diye bağırıyordu kurt. “Yardım et bana, ah, yardım et bana!” diye ağlayarak bağırıyordu, “ben de seni hakettiğin şekilde ödüllendiririm.” Çünkü bu tür masallarda kurtların yöntemi budur.
“Ben başka bir zamandan ve yerden gelen bir kurdum,” dedi. Ve gözünden bir kirpik kopararak ona verip şunları söyledi : “Bunu kullan ve akıllı ol. Şu andan itibaren kimin iyi olduğunu, kimin o kadar iyi olmadığını bileceksin; gözlerimin içine iyice bakarsan görebilirsin.
Yaşamama izin verdiğin için
Sana da hayat dilerim
Daha önce hiç yaşamadığın bir tarzda
Unutma güzel kız
Sormaya değer tek bir soru vardır
Aaıııyyy rrrrrııııı
Nııııırrrrr?
Ve böylece kız köyüne döndü
Hâlâ yaşadığı için mutlu
Ve bu kez dediler ki,
“Sadece burada kal ve gelinim ol,”
ya da “Sana söylediğimiz gibi yap,”
Ya da “Söylemeni istediğim gibi söyle,”
“Ve dünyaya geldiğin gün gibi
Üstüne yazılmamış olarak kal.”
Kurdun kirpiğini elinde tutup kaldırdı
Ve uzun uzun baktı
Ve onların amaçlarını anladı
Daha önce hiç farketmediği.
Ve sonra bir keresinde
Kasap et tarttı
O da kurdun kirpiklerinden baktı
Ve kasabın kendi başparmağını da tarttığını gördü
Ve talibine baktı
“Senin için çok iyiyim,” diyen
ve gördü ki, talibi
tam olarak hiçbir şey için iyi değildi
ve bu şekilde devam etti
hepsinden değilse de
birçok talihsizlikten
kurtuldu.
Ama böyle devam ettikçe, bu yeni görüşle sadece sinsi ve zalim olanları görmekle kalmadı, yüreği de yoğunlaşmaya başladı, çünkü herkese bakıyordu ve kurtarmış olduğu kurdun verdiği bu yetenek sayesinde onları yeniden tartıyordu.
Ve gerçekten nazik olanları gördü
Ve onların yanına gitti
Eşini buldu
Ve hayatının günleri ona kaldı
Cesurları ayırt etti
Ve onlara yaklaştı
Güvenilir olanları idrak etti
Ve onlara katıldı
Kızgınlığın altındaki şaşkınlığı gördü
Ve hızla yatıştırdı
Utangaçların gözlerinde sevgiyi gördü
Ve onlara elini uzattı
Ağzı sıkılardaki ıstırabı gördü
Ve onların kahkahalarını elde etmeye çalıştı
Sözcükleri olmayan adamdaki ihtiyacı gördü
Ve onun adına konuştu
Kadınların derinlerindeki sadakati gördü
Hiçbir şeyi olmadığını söylüyorlardı
Ve kendisinden aldığı ateşler onları yeniden tutuşturdu
Her şeyi gördü
Kurt kirpiğiyle
Hakiki olan her şeyi
Ve sahte olan her şeyi
Hayatın karşısına çıkan her şeyi
Ve hayata dönen her şeyi
Görülen her şeyi
Kalbi sadece akılla değil
Kalple de tartan
Kirpiğin gözleriyle.
Söylediklerinin doğru olduğunu, kurdun hepsinden akıllı olduğunu işte böyle öğrendi. Eğer yakından dinlerseniz, ulumakta olan kurt her zaman en önemli soruyu - ( sonraki yiyeceğin, sonraki kavganın, sonraki dansın nerede olduğu sorusunu değil ; gerçek soru bunlar değil ) - sorduğunu görürsünüz.
Esas soru şudur “ Ey Ruh neredesin “