''Bir Dil Yaratmak'' isimli kitabında Mehmed Uzun'a sorulmuş çok ilginç sorular ve yerinde verilen çok önemli cevaplara rastlıyoruz. Mehmed Uzun, Kürtçe Romanlar yazarak ahlaki görevini yerine getirmiş olduğunu belirtiyor. Kendisini haklı ve tabiki O'na katıldığımı düşünüyorum.
Kitapla alakalı daha doğrusu Kürt sorunuyla alakalı birşeyin farkına varmış bulunuyorum. Bilmem sizin aklınızdan geçmiş mi? Kısaca özetleyeyim... Kürt sorunuyla ilgili bırakalım Devletleri bir kenara, (Türkiye, İran, Irak, Suriye vb.) İslam dini adı altında varlığını sürdüren kurumlar, cemaatler, mollalar, ilahiyatçılar, hocalar, kısacası İslâm kesiminin bütün yöneticilerini hiçbir yerde görmedim, duymadım, okumadım ki Kürt sorunuyla alakalı bir konuşma yapsınlar ve ya herhangi bir müdahale etsinler. Hani İslâm dini hoşgörü diniydi? Hani insanların hak hukukunu gözetiyordu? Neden mi karışamaz çünkü İslam dinini öyle bir hâle getirdiler ki hiç birseye karışamaz oldu. Toplu katliamlar olur karışamaz. Bir milletin dili ve kültürü yok edilir karışamaz. Her gün haksız yere insanlar öldürülüyor karışamaz. Hiçbir şey yapamaz çünkü Resmi ideolojilerin hizmetinde olan bir din anlayışı içerisindedir... (Elbette bunda Kuran'ın hiçbir suçu yoktur. Kur-an zaten yüz yıllardır duvarda asılı duruyor.)