Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlginçmiş
Müdahaleyi meşrulaştıracak imkanlar veya bir başka söyleyişle mü­dahaleyi meşrulaştıracak toplumsal sorunlar oluştuğu zaman, "birlik ve beraberliği yeniden tesis etmek", "bazı millet düşmanı iç ve dış mihrakların oyunlarını bozmak", "terörü, akan kardeş kanını durdurmak" ... için ordu müdahaleye başvurmakta ve toplumun önemli bir desteğini de yanında bulabilmektedir. Bu aşamada şu sorulabilir: "Ordu, ülke şartları kötüleş­tiği için mi sivil otoriteye müdahale etmekte; yoksa, sivil otoriteye müdahale edebilmek için müdahaleyi meşrulaştırıcı bir konuma mı girmektedir?" Bu sorunun cevabı elbette ki tartışmaya açıktır. Zira, eğer ordu sivil otori­teye müdahale edip ülke yönetimini ele geçirmek için şartların oluşmasını bizzat sağlıyor veya teşvik ediyorsa, bunun açığa çıkmasını önleyici ted­birleri de en titiz şekilde alıyordur. Bu itibarla iddiaları ispatlayıcı somut deliller bulmak zor veya varsa bile kesin olmaktan uzaktır. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki, ordunun, müdahaleyi kolaylaştıracak şartları hazırladığına veya kolaylaştırdığına yönelik iddialar bilhassa müdahale­nin mensuplarının veya siyasetin en üst kademelerindeki kişilerin sözle­rinde dahi sıklıkla gündeme gelmiştir. Darbe öncesi hemen tüm ülkede ilan edilmiş ve yürürlükte bulunan sıkıyönetime rağmen durmayan terö­rün, askeri müdahaleyle birlikte durmuş olması ise iddiaları kuvvetlen­diren en kuvvetli delildir. . . Bir askeri müdahaleyle hükümetten uzaklaştırılan Süleyman Demirel, müdahalenin gerekçelerinin hazırlandığına ilişkin iddiayı bir çok sefer dile getirmiştir. Şu ifadeler bunun örneklerinden sadece ikisidir: "11 Ey­lül günü kan dökülüyor. 13 Eylül günü durmuş. Demek ki, güçsüzlüğünden değil. Yapılmayışında bir sebep var"51. "Devletin yasal ve diğer imkanları ta­mamıyla birbirinin aynı iken, 13 Eylül günü durdurulan kan, 11 Eylül günü niçin akıyordu? Niçin?"52• Aynı kuşku ve imalar, dönemin muhalefet partisi lideri Bülent Ecevit'te de mevcuttur. Ecevit, askeri müdahalenin gerekçesi olan terörün 12 Eylül'de "bıçakla keser" gibi bitmesinden kuşku ile bah­seder: "12 Eylül 1980 sabahından itibaren sıkıyönetim, birden bire, bütün yurtta, şiddet eylemlerini önlemek bakımından son derece etkili bir duruma geliverdi. Bu da kolay izah edilemeyecek bir durumdur"53. Bülent Ecevit, bir başka konuşmasında ise, 12 Eylül'e uzanan sürecin başlangıç nokta­larından birisi olarak 1978 yılında patlak veren Kahramanmaraş olayla­nı gösterir. Ecevit'e göre, dönemin başbakanı sıfatıyla kendisini sıkıyöne­tim idaresine razı etmek için Kahramanmaraş olayları "tezgahlanmıştır"54 51 Milliyet, 8 Ağustos 1989 52 Milliyet, 24 Kasım 1990 53 Milliyet, 2 Ağustos 1989 54 Milliyet, 2 Ağustos 1989
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.