Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Demokratik ülkelerdeki bireyciliğin niteliklerini sergileyen XIX. yüzyılın ilk yarısındaki politik düşünceler bizi doğrudan doğruya bugünkü kültürel ve felsefi manzaraya ulaştırır. Modernite ve post-modernite aslında çok sayıdaki bireycilik biçimleriyle kendini gösterir. Bencil bireyden kitleler içindeki bireye kadar -bu sonuncusu bizim dönemimize özgüdür ve Nietzsche tarafından çok iyi öngörülmüştür- sayısız bireycilik biçimleriyle karşı karşıya kalırız. Topluluk teması üzerinde yoğunlaşan toplumsal düşüncelerin de belli bir gidişatı olacak ve gelecek için çalışacaklardır: Bunlar Marx’ ın düşüncesine kaynaklık edeceklerdir; Marx Alman politik romantizminden fazlasıyla etkilenecektir; bu anlayış Ulusu Devlet’e tercih eder ve hukuk karşısında sistematik bir kuşku duyar. Bunun bir sonucu olarak Devlet hukukuna yabancı bir kolektivizm, Parti-Devlet ve despot Devlet ortaya çıkacaktır (bkz. B. Barret-Kriegel, Devlet ve Köleler). Böylelikle, XIX. yüzyıldaki politik düşünceler üzerinden XX. yüzx yılın politik düşünceleri ortaya çıkar. Hiç kuşkusuz, politik romantizm anlayışı ve Marx tarafından reddedilen Hukuk Devleti, bireycilikle birlikte post-modern zamanların evrimini tamamlayan şey olacaktır.
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.