1946 yılının sonbaharında İsveç gazetesi Expressen için, Nazilerin yenilgisi sonrasında Alman halkının nasıl yaşadığını ve neler hissettiğini anlatmak üzere Berlin’e, Hamburg’a, Münih’e, Ruhr Havzası’na giden yazarın, bu gezideki gözlemlerini yansıtan yazılarından oluşan Alman Sonbaharı, tüm siyasi ideolojilerden uzak, yüksek empati gücüyle yazılmış bir eser. Yüksek empati gücü diyorum çünkü yazar, o dönemde tüm basın yayın organlarının Almanya halkına tüm bu yaşananları, bu yoksunluğu reva görürken, Dagerman bu reva görenlerin tahayyül edebilme, empati kurabilme meziyetlerinden yoksun oluşlarını sorguluyor. Bu sorgulayışta tabiki de Nazi zulmunü kanıksayış ya da haklı görüş yok. Salt, ajitasyondan uzak bir gözlem var.
31 yaşında intihar eden yazarın adına verilen bir de Edebiyat Ödülü varmış ki bu ödüle 1997 yılında Yaşar Kemal layık görülmüş...
Yüksek empati gücü olan okurlara ısrarla tavsiyemdir.