Züleyha bir gün aşk şarabından sarhoş olmuştu..
O gün Yusuf’u mutlaka kendi arzusuna ram edecekti.
Mermerden bir putu vardı: Sabah akşam yanından
ayırmazdı: Taşkınlık yapmak istiyor, fakat puttan da
utanıyordu. Bundan dolayı putun başını yüzünü örttü.
Sonra Yusuf’un üzerine kurt gibi hücum etti.
Yusuf kaçtı, Züleyha arkasından koştu. Yusuf’un
eteğini yakaladı, sımsıkı tuttu. Yusuf’un elini, ayağını
öptü: «Hey vefasız, merhametsiz, serkeş adam: kalbin
çelikten midir? Kaçma, otur. Suratını asma, ekşitme.
Kendine sıkıntı verme» dedi.
Bunun üzerine Yusuf iki elini yüzüne tuttu, ağlamağa başladı: »Züleyha! Sen taştan yontulmuş bir puttan utandın. Put görmesin diye başını, yüzünü örttün.
Ben Cenabı Haktan utanmaz mıyım?» dedi.