"Bir şeyin değeri, onunla neye ulaşıldığı ile değil, buna ödenen bedel ile ölçülür."
...
Nıetzsche anlamak için çaba sarfederken en çok eğlendiğim filozoftur(ona göre Ruh bilimci). Bu eserini de her zamanki gibi çok iddialı olmasından dolayı okumaya hçjarar vermiştim, iddiası şuydu ;
'Bu küçük kitap, büyük bir savaş ilanıdır.'
Ahlak ve dine yani iki büyük puta savaş ilan etmesi yeterince dikkat çekici iken buna bir de müteaddid insanları eleştirerek çekiçle felsefe yapmayı eklemiştir. Ona göre din ahlak mefhumunun şemsiyesi altında insan tutkularını kastrasyon yapmıştır, yani hadım etmiştir. İşte Nıetsche üst-insan düşüncesine zıt olan bu durumu şiddetle eleştirmektedir. Bir yere kadar haklıdır da, insanı dizginlemek günah korkusu ile elde edilemez,dine günah korkusu cihetinden yaklaştığımız an Nıetzsche'nin kızgınlığına sahip olmuş oluruz.
Bir diğer konu - ki benim en çok yadsıdığım kısım burasıdır - Sokrates, Kant, Platon, Victor Hugo, Seneca ve Dante gibi şahsiyetleri eleştirirken kullandığı üslubun aşırılığı. Yani Sokrates'e soytarı, Kant'a cant(ikiyüzlü) ya da Dante'ye çakal demek için çok fazla nefrete ihtiyaç vardır. Nıetzsche'nin bu üslubu ile karşılaştığım için biraz hayal kırıklığına uğradım zira bence kendi ifadesiyle asıl onun bu yazıları Prokrustes yatağından başka bir şey değildi. Biz fikri konuşmalıyız, şahsiyeti değil.
Binaenaleyh eğitim, özgürlük ve eşitlik konusunda yazdıklarına şapka çıkardım. Nıetzsche 'nin zihin dünyasını biraz daha anlamak amacıyla bu eser tavsiyemdir, başları ne kadar sıksa da son sayfalarını soluksuz okudum diyebilirim.
Kitapla kalın dostlar
...