Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Girişi şu şekilde yapmak istiyorum. Bu adam, kitabın yazarı tam 26 yaşında ABD'de profesör olmuş. Ve kitapta bahsedildiğine göre bunu son 300 yılda gerçekleştiren tek adam. Çok önemli bir husus değil mi? Einstein seviyesinde hatta üstünde bir ıq'dan bahsedilmekte. Gelelim kitaba... Oktay Sinanoğlu lise çağında Amerika'ya gitmiş, üst düzey eğitim görmüş biri olarak Türkçe'nin yani ana dilde eğitimin önemine vurgu yapmış. Ana dilde eğitim olmadan ülkenin sömürge devletlerin kültürel asimilasyon politikasına maruz kalacağını, en kısa sürede yok edileceğini savunuyor. Olmazsa olmazın ana dilde eğitim olduğunu, ülkemizdeki eğitim kurumlarının bir an önce ingilizce eğitimin boyunduruğu altından kurtulması gerektiğini şiddetle savunuyor. Dili olmayan bir ülkenin yok olmaya mecbur olduğunu da yine Oktay Sinanoğlu 'nun düşünceleri arasında görüyoruz. Türkçe 'nin dünyanın en zengin dillerinden biri olduğu, dilimizin matematiksel olduğunu, diğer birçok dile göre bilimsel dil olması bakımından en avantajlı dil olduğunu da yine ifade ediyor. Bilimsel faaliyetlerimizi de yine dilimizi kullanarak yapmamızın en doğrusu olduğuna değinmiş. Dil konusunda inanılmaz bir milliyetçi duruş söz konusu profesörde. Ama aynı derecede de bir İngiliz nefreti mevcut. Çok sık aşağılayıcı cümleler mevcut. O kadar sık ki insan neden diye soruyor ister istemez. Yani bir argümanı savunurken,ortaya koyarken bu şekilde bir üslup kullanmak,bu şekilde hakaret etmek ne kadar doğru bilemedim. Hele ki bir profesör özelinde. Bir düşünce savunulabilir ama aşağılamadan. Bugün İngilizce dilinin pohpohlandığını, kelime haznesi bakımından oldukça kısır ve birkaç dilin karışımı yani kırma bir dil olduğunu savunuyor. Kesinlikle İngilizce dilinin bilimsel bir dil olma yeterliliğinden çok uzakta olduğu görüşünde. Kitabını yazarken de öz Türkçe kelimeler kullanmaya azami surette dikkat etmiş. Dilimizin yapısal özelliklerine değinmiş. Özellikle Japonya ve Japonlarla benzer kültürlerimiz olduğuna değinmiş. Dilimizin mensup olduğu Ural- Altay dil grubu özelliklerinden de bahsetmiş. Fransa tarafından sömürülen Cezayir, İngilizler tarafından İrlandalılardan sürekli bahsetmiş. Kültürel asimilasyon anlamında bu örneklere sıkıca tutunmuş. Rahatsız olduğum hususlara gelince...Oldukça fanatik yaklaşmış bence. Çok fazla milliyetçi düşünmüş. Beğenmediği ırkları, dilleri aşağılamaktan geri kalmamış. Ve inanilmaz tekrarlara düşünmüş. Aynı içeriği abartısız söylüyorum on kez okuduğum oldu kitap içerisinde. Yani yazar bunu kaleme alırken bunu dikkate almamış mı anlaşılır değil. Nasıl bu kadar fazla tekrara düşülür düşündürücü. Ve kitap içerisinde tutarsızlıklar da mevcut. Dil diyoruz, öneminden bahsediyoruz, nerdeyse karşı dili yerden yere vuruyoruz ama başka yerlerde de öğrenin diyor yazar. Açıkçası çok beğenmediğim bir kitap oldu.
Bye Bye Türkçe
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,936 okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.