Öncelikle şunu söylemeliyim ki, çok hüzünlü bir eserdi. Okuyanın kalbinde yaralar açan hikayeler vardı. İnsan böyle bir şey; bir duygu dünyası var. Hayat tarzlarında, dünyaya bakışlarında insan farklı bir varlık.
Bir duygu romanıydı. Ancak açıkçası 150'li sayfalara geldiğimde bile romanın içine tam olarak giremedim. Bunda romanın çok kahramanlı ve çok zamanlı olması etkiliydi. Kimin, kim olduğunu anlamakta, kimin hangi hikayeden beslendiğini kavramakta güçlük çektim. Hatta bu durum romanın sonlarına kadar devam etti. Ancak 150. sayfadan itibaren artık kim kimdir kısmını aşmaya başladık ve ondan sonra da zaten roman çok daha farklı bir hal aldı.
Dediğim gibi hem çoklu bir karakter yapısı var, hem de farklı zamanlar... Sürekli geriye dönüşler ve hatta aynı isimler de vardı.
Lakin ince ruhlu, hassas bir roman olduğunu söylemem lazım. Bittiğinde yüreğinizde bir sızı bırakıyor.