Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Saygılarımla,
**Sanırım kitap incelemesini Dostoyveski'den duymalısınız! Bu notları yazmaya başlamakla hiç iyi etmedim gibi geliyor bana. En azından, bunları yazarken çok utandım. Sanırım bir edebiyat denemesi değil, suçumun cezasını çekmek oldu bu. Sözgelimi, köşemde insanlardan uzak, yaşamdan kopmuş, bencil bir nefret içinde ruhsal çürümüşlükle hayatımı nasıl berbat ettiğimi uzun uzun anlatsaydım, inanın hiç ilginç olmazdı. Romanın bir kahramanı olmalıdır, ama burada inadına her şeyiyle olumsuz bir kahraman var ve bu, okurun tatsız bir duyguya kapılmasına neden olacak, çünkü bizler yaşamdan koptuk, hepimiz az veya çok,aksıyoruz. Hem öylesine kopmuşuz ki, zaman zaman gerçek "canlı yaşam"dan tiksiniyoruz, bu yüzden de, bize onu hatırlattıklarında buna dayanamıyoruz. Bunu o kadar ileri götürmüşüz ki, gerçek "canlı yaşam"ı neredeyse bir iş, neredeyse görev sayıyoruz ve hepimiz yaşamın kitaplarda daha güzel olduğunda hemfikiriz. Ayrıca, kimi zaman neden çabalayıp duruyoruz, neyi yüceltiyoruz, neyi arzuluyoruz? Neyi olduğunu kendimiz de bilmiyoruz.. Soylu arzularımızın, yerine getirilirlerse bunun bizi daha kötü duruma düşüreceğini biliyoruz. Evet, deneyiniz, sözgelimi daha çok özgürlük verin bize, içimizden bazılarımızın ellerini çözün, çalışma alanımızı genişletin, üzerimizdeki egemenliğinizi kaldırın... İnanın, tekrar tekrar egemenliğiniz altına girmeyi önce bizler isteyeceğiz. Sanırım, böyle dediğim için kızıyorsunuzdur bana, bağırıp çağırmaya, tepinmeye başlıyorsunuz. "Lütfen yalnızca kendi hesabınıza konuşun!" diyorsunuz. "Yeraltındaki kendi zavallı yaşamınızdan söz edin! Bizler' demeyin!" İzin verin baylar, evet, "bizler" dediğim için kendimi savunacak değilim. Bana gelince, ben hayatımda bu olayı öylesine uç noktaya götürdüm ki, siz onu bunun yarısına kadar götürmeye cesaret edemediniz. Öte yandan, korkaklığınıza da sağduyu dediniz, yalanlarınızla kendinizi avuttunuz. Anlayacağınız, belki ben sizlerden daha "canlıyım" bile. Evet, daha bir dikkatli bakın! Doğrusu, bizler bugün canlılığın nerede bulunduğunu, ne olduğunu, nasıl adlandırıldığını bile bilmiyoruz. Elimizden kitaplarımızı alsanız bir anda ne yapacağımızı şaşırır kalırız; ne yapacağımızı, kime sığınacağımızı, neye tutunacağımızı, neyi seveceğimizi, neye nefret edeceğimizi, neye saygı duyacağımızı, neyi aşağılayacağımızı bilemeyiz. İnsan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. Utanırız bundan, insan olmayı yüz karası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. Ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, diğer daha çok hoşlanıyoruz böyle doğmuş olmaktan. Zevk duyuyoruz bundan. Çok yakın gelecekte bir düşüncede doğmanın yolunu bulacağız. Ama yeter artık; "yeraltından" daha fazla yazmak istemiyorum.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,9bin okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.