“Palyaço” kitabı Nobel ödüllü Alman yazar Heinrich Böll’le tanıştığım ilk kitap.Kitapta İkinci Dünya Savaşı ve Nazizim gölgesinde yaşayan Shiner ailesinin ayrıksı otu Hans Shiner konu ediliyor.Hans Shiner ailesinin aksine Katoliklere,büyük ölçekte dinlere inanmayan,ailesinin varlıklı haline rağmen palyaçoluğu kendine meslek edinen bir karakter.O sadece katı Katolik kurallar etrafında yaşayan Alman toplumunun arasından kafasını kaldırıp “Ben farklıyım!” demesini bilmiş ancak farklılıkları yüzünden de hayatı güçlüklerle geçmiştir.Aslında Hans Shiner da bir tutunamayandır.İçinde bulunduğu koşulları reddeden,düzenin makinasına çomak sokan biridir.Yazarın palyaçoluk metaforunu bilinçli bir tercih olarak seçtiğini düşünüyorum.Palyaçolar nasıl o boyalı yüzleri ardında bambaşka bir dünyaya sahiplerse Hans’ın da yaşamak istediği ile yaşadığı dünya arasında uçurumlar vardır.Katolik kurallarıyla şekillenen bir evlilik kurumuna da karşıdır.Bu yüzden hayatta en sevdiği insan olan Marie’yi bile kaybedecektir.İnandığı değerler yüzünden sonunda yalnız kalacaktır.Hep öyle olmamıştır zaten.Toplum farklı düşünenleri sevmeyen bir sistemdir ve herkesi bu çarka sokup kendine benzetmek ister.Kim ki o çarka takılırsa sonu dışlanmışlık,yalnızlık ve belki de ölümdür.Hayatımızdaki birçok noktayı sorgulamamıza sebep olacak bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.