Deniz Kurdu sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. Yabancısı olmadığınız bir yazarsa eğer Jack London, size ne vereceğini biliyorsunuz demektir. Asla pişmanlık duymazsınız onun romanlarını okuduğunuzda. Romanlarında, kısacık hayatından kesitler sunan, bir nevi kendini anlatan London, Deniz Kurdu'nda yine kendi yaşamından esintiler sunuyor bize.
Varlıklı bir aileden olan Humprey, batan bir gemiden sağ kurtulur. Onu kurtaran gemideki geleceği hiç de parlak değildir. Çünkü o gemi, kaçak olarak ( bu işin resmi olanı da mı var bilmiyorum) fok avcılığı yapan bir gemidir. Geminin kaptanı ise gaddar, sert, kavgacı, acımasız bir adam, kurt lakaplı Larsen'dir. Larsen yol boyunca, Humprey'in canını sıkacak pek çok acımasızlık yapar. Gerek gemi mürettebatı, gerekse diğer avcılar tarafından da hiç sevilmeyen biri olan Larsen, bir o kadar da derin bir kişiliktir. Hiç eğitimi olmamasına rağmen, oldukça değişik felsefi bir akla sahip olan Larsen ve Humprey arasındaki, özellikle yaşamla ilgili diyaloglar fazlasıyla dikkat çekicidir. Larsen'in fikirleri zaman zaman itici olsa da , yaşamı sorgulaması açısından diğerleriyle tam tezat bir durumdadır.
Diğer yandan daha önce hiç bir iş tutmayan Humprey, gemide alışık olmadıği türlü türlü zor işlerin de üstesinden gelecek ve bir bakıma Larsen'i şaşırtacaktır. Tek düşüncesi gemiden kaçmak olan Humprey, buna biraz da tesadüflerin sonucunda ulaşacak, esaretten kurtulacaktır. Ama bu kez de kalbi esaret altında kalacak ve evet anladığımız üzere aşık olacaktır.
Keyifli olmayan bir deniz yolculuğu, aşık olduğu kadınla ıssız bir kaya parçasında yapayalnız günler, aylar...
Ve sonrası...
Jack London'in hayative yaşamı bizzat onun romanlarında saklı. Her romanında biraz da kendi yaşamı var. Ve bu yaşamı biraz daha ayrıntıya ogrendiginizde ona hayran olmamak elde olmuyor. Dolayısıyla sizicn için vazgeçilmez bir yazar oluyor. Bundan emin olabilirsiniz.
Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20145,9bin okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
