Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

116 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Son zamanlarda yoga ve meditasyona ilgi göstermem ile birlikte içimde doğu felsefesine de müthiş bir merak uyanmaya başladı. Buna yönelik giriş niteliğinde bir kitap ararken bu eser ile karşılaştım ve hemen okumaya başladım. Daha öncesine ait belli bir felsefi ve dini birikimim olduğu için okurken fazla zorlanmadım. Bu nedenle hinduizmdeki temel ifadeleri bilmeniz ve biraz da okumalar yapmanız kitabı daha iyi anlamanıza katkı sağlayacaktır. Aksi takdirde dilinin ağır olduğunu ifade etmeliyim. Kitabın okunma sayısının azlığı ve uygulamada herhangi bir inceleme metninin bulunmayışı nedeniyle yarım bilgimle bir inceleme yazısı paylaşmak istedim. Hatalarımı maruz görmenizi temenni ederim. İncelemeye birçoğumuzun aklını kurcalayan "Maya nedir?" sorusuna cevap ile başlayacağım ve bu noktada Krişna'ya ait bir alıntıyı nakledeceğim: "Tüm dünya benim tarafımdan benim tezahür etmemiş yönümle sarmalanmıştır. Tüm varlıklar bende var olur ama ben onların içinde değilimdir. Aynı şekilde gerçekte varlıklar bende var olmaz. Benim ilahi yogamı seyret, o ki varlıkların etkin sebebi olan ve tüm varlıkları destekleyen ama onlarda bulunmayan özbenimdir." İşte maya budur. Bu dünya bir mayadır. Yani illüzyondur, bir yanılsamadır. Bu mayayı yaratan ise birdir, biz bu bir olanın dışında değilizdir. Hepimiz onun yani Brahman'ın bir yanılsamasıyız. Kısacası maya panteist bir öğretidir. Doğa ve Tanrı iç içedir. İkisi birbirinin gayrısı değildir. Spritüalizm anlayışı da bu noktada hakimdir. Maya tıpkı rüya içinde rüya görmek gibidir. Her şey bir yanılsamadan ibarettir ve sonlu olacağının bilincine vardığımız an hakikatle karşı karşıya kalırız. Platon'un mağara alegorisine de benzeyen mevcut bir yapı hâkimdir. Aslında bu dünya bir yanılsamadan ibarettir ve gerçek dünya bütün bunların ötesindedir. Hinduizm'in kutsal kitabı olan Vedalardan ikincisi olan Sama Veda'nın kısımlarını Upanişadlar oluşturmaktadır. Upanişadlar, insanı cehaletten özgürlüğe ulaştırmayı ifade eder. Cehalet kötülüğü bilmemekten kaynaklanır. Bilgi, şeylerdeki kötülük ve çirkinlikleri ortadan kaldırır. Bizler de mayanın bu oyununun bilincine vararak insani bir kimlik kazanırız. Bunu şu şekilde izah etmek yerinde olacaktır: Ölüm, hepimizin bildiği gibi bir hakikattir ve bizler öleceğimizi bilmemize rağmen bu dünyaya sımsıkı tutunmaya çalışırız. Maya tam olarak budur. Biz bu yanılsamalara ne kadar çok tutunursak o kadar kayboluruz. Buna karşılık ise bilgiden geçer. Fakat bilme hususunda insan sınırlıdır. Her şeyi bilmek isteriz ancak yola çıktığımızda daha ilk evrede aklın sınırına ulaşırız. Aynı şekilde beş duyu organına sahip olmamız da buna örnektir. Beş sayısı sınırlılık ifade eder. Şayet altı duyu organına sahip olsaydık onunla da başka bir bilgiyi elde edebilecektik. İşte maya burada da karşımıza çıkmaktadır. Özgür irademizin aklımızı kurcalayan bir konu olduğunu düşünürüz muhakkak. Özgür irademiz ise bir halatın uzunluğuna benzetilmektedir. Bu uzunluğun sonuna gelmesi halinde onda da sınırlarla karşılacağız. Peki kötülüğün mevcut olması, acı çekmemiz ve hayatın değişmez döngüsü karşısında neden iyi bir insan olmak isteyelim ki? Madem hiçbir şey kaybolmuyor, her şey dönüşüyorsa ve iyiliğin artışıyla kötülük de artıyorsa neden iyilik yapalım ki? Bu soruların cevabını sizler de merak ediyorsanız ilk fırsatta kendinize bir adet Maya ve Yanılsama isimli bu kitaptan edinmenizi öneririm. Ayrıca ücretsiz pdf formatı da mevcut :) Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim. Selametle....
Rabia Gül
Rabia Gül
Maya ve Yanılsama
Maya ve Yanılsama
Swami Vivekananda
Swami Vivekananda
Maya ve Yanılsama
Maya ve YanılsamaSwami Vivekananda · Okyanus Yayıncılık · 200524 okunma
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.