Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dostoyevski
Büyük bir adamdı o kuşkusuz, ama onlara ters düşü­yordu, onlardan uzaktı ve tavırları düşmancaydı. Insanları alçak gönüllülüğe davet eder ve onlar­fan son derece nefret ederdi. "Kibirli insan, alçak gönüllü ol! Herşeyden önce kibrini yen!" demiş­ti. Birdenbire bir fikir Andrey'in zihninde şimşek gibi çaktı: Dostoyevski'nin de kendilerinin de nefret ettiği, ıstıraptı gerçekte. Onun karşısın­ da eğiliyorlar ve ıstırap çekenlerin günahlarının bağışlanacağına inanıyorlardı. Acı çekmek ve kurtulmak. Demek ki, çok uzaklarda, gözle görü­lemeyecek kadar uzakta bir noktada, herkesin kendi eğilimine göre yöneldiği bir buluşma nokta­sı vardı: ortak amaç acıların ortadan kaldırılma­sıydı. Büyük yazarın inancına göre bu, binlerce yıllık zaman içinde, alçak gönüllülükle elde edile­cekti. Ama, gel gör ki, kimsenin bu kadar uzun süre dayanacak sabrı kalmamıştı! İnsanlar bu denli büyük bir sabra sahip değillerdi. Böylesine bir dayanıklılık dünya üzerinde yoktu ve olamaz­dı. ..
··
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.