"İslâm'da Hristiyanlıktaki anlamıyla hiçbir kutsal imge olmamasından dolayı, insan, kendisini, bir biçimde tanrı-insan imgesiyle özdeşleştirerek tasarlayamaz." (Nasr, 2017: 239,250)
Seyyid Hüseyin Nasr'ın özetlemeye çalıştığı düşünce paralelinde, Tanrı'nın oğlu olarak doğan yetki sahiplerinin İslâm Dünyası'nda neden görülmediği bir anlam kazanmakla beraber aslında fenomenin kimlik değiştirerek mevcudiyetini devam ettirdiği ve Tanrı'nın oğlu anlayışının (dolaylı olarak) Tanrı'nın kırbacı, Tanrı'nın gölgesi, Tanrı'nın kılıcı gibi ünvanlarla sürdürüldüğü görülmektedir.