Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

779 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Dostoyevski'nin bir romanıyla daha vedalaşıyorum. 10 gündür Prens Mışkin ve ahbaplarının üzüntülerini, sevinçlerini onlarla beraber yaşadım adeta... Romanımızda sara hastası olan Prens Mışkin tedavi için gittiği İsviçre'den Rusya'ya döner. Anne ve babasını kaybetmiş olan Prens burada babasının dostundan kalma bir mirasla yeni bir hayata başlar. Sakarlıklarıyla, saflıklarından ötürü çevresinde budala olarak bilinir. Kendini yetiştirmiş belli bir düzeyde, hemen her konuda bilgi sahibi bir karakterdir. Okurken budala'nın prens mi yoksa onu budala bulan insanlar mı olduğu tartışılır. İyi niyet, şeytani düşüncelere kapılmamak, şüpheci olmamak, söylenilene inanmak bir budalalık mıdır? Yoksa dürüstlük mü? İyi yürekli olmanın her zaman iyi olmadığını, insana çok şey kaybettirdiğini hatta daha çok mutsuzluğa sürüklediğini görüyoruz. Başkalarını düşünerek yaşamıyor mu çoğumuz hayatı? Bu kırılmasın, bu incinmesin, onun aldığı kararlar yanlış kendini ateşe atıyor, ben olmazsam başaramaz diye diye bir bakmışız kendimizi boş vermişiz. Hep başkaları için yaşar olmuşuz ve kendi duygularımızın farkında bile değiliz. Çevremize karşı tabi ki duyarlı olmalıyız, yalnız bu kendi kurallarımız, duygularımız dahilinde olmalı. İlk önce ben ne istiyorum demeliyiz. Prenste kendinden çok başkalarını düşünmekten, aşırı iyi niyetten, kaybediyor hep. Acıma duygusunun insana neler yaptırdığını görüyoruz... Toplumun iki yüzlü yapısını gözler önüne seren fazlasıyla da aşk kokan, karakter analizlerinin yine muhteşem yapıldığı bir eser...
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225,1bin okunma
··
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.