Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

199 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitap üç hikaye ya da novelladan oluşuyor: 1. “Florville ile Courval ya da Kadercilik”: Florville, doğduğu günden itibaren başından pekçok felaket geçmiş adeta lanetlenmiş genç bir kadın. 2. “Faxelange ya da Hırsın Zararları”: Faxelange, zengin bir koca uğruna aşık olduğu gençten ayrılan ancak bir üçkağıtçının eline düşerek cezasını çeken bir kadın. Kitabın en masum hikayesi. 3. “Dorgeville ya da Erdemin Suç İşlettiği”: Dorgeville, aşırı erdemli bir genç ancak son derece kötü niyetli insanlar yüzünden bir oyuna gelerek hiç bilmeden ahlaki açıdan bir suç işliyor. Kitabın sonunda “Roman Üstüne Düşünceler” başlığıyla Sade' nin kendisini ahlaksız olmakla suçlayanlara verdiği kısmen mantıklı cevapları var. Kitabın çevirmeni olan #cemalsüreya önsözde, bu eserin Dostoyevski, Nietzsche, Puşkin ve Kafka gibi ünlü yazarların başucu kitabı olduğunu yazmış ve kitabın orijinal halinde 11 novella bulunduğunu belirtmiş. C. Süreya, belki de Türk halkının daha fazla sadist öyküyü kaldıramayacağını düşünmüş ve diğer öyküleri çevirmek istememiştir. Şahsen bana da yetti, başka bir kitabını okuyamam. Zaten bu, en hafif dozdaymış. Hikayelerde iyi ve kötü karakterler birbirlerinden keskin bir çizgi ile ayrılıyor ve kitabın ana fikri, erdemli olmanın faziletleri üzerine kurulu. Buraya kadar hikayeler harika. Ancak bir hikaye hariç diğer ikisinde yazar, hikayelerin sonunu enseste bağlayarak son derece heyecanlı bir öyküyü okuyucusunu sarsıp kızdırarak sadistçe bitiriyor. Bunun nedeni; kendisinin sadizmin kurucusu ve isim babası olmasıdır belki de. Filozof Marques de Sade, kitaplarını 1700’lü yıllarda yazmış ve yazdığı eserler çok satmış. Dönemin kralı Napolyon, muhafazakar Fransız halkı için bu eserleri ahlak dışı bulunca, önce yıllarca akıl hastanesinde, daha sonra hapiste yatmasını sağlamış. Ancak; Sade, asla vazgeçmemiş ve fikirlerinden hiçbir şekilde taviz vermemiş. Ona kağıt kalem yasaklandığı zaman, kanını mürekkep, çarşafını kağıt yapmış ve türlü işkencelere rağmen nasıl başkaldırılabilineceği konusunda ciddi bir örnek olmuş herkese. Sade’yi anlatan Kate Winslet’in başrolde oynadığı 2000 yapımı harika bir film: “Quills” ya da “Düşlerin Efendisi”. “Annesinden dayak yediği halde 'Anne' diye ağlayan çocuktur aşk...” “Bazı insan ruhlarının denize kıyısı var sahiden. Onlarla konuşunca sanki, bacakları denize nazır uzatıp huzur buluyorsun.” “Acı çektikçe insan olgunlaşırmış, yalan be!... İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın...” "İnsanların dinden ürkmeleri, sevgili Florville..." diyordu Madam Lerince, "Acemi kılavuzların onlara inanışın tatları yerine birtakım zincirler sunmalarından ileri geliyor. Evrene bakıp da bunca harikanın ancak her şeye yetkin bir Tanrı'nın eseri olabileceğine inanamayan bir kişi var mıdır acaba yeryüzünde?" “Her ulus kendine özgü bir erdem yarattığına göre, erdem diye bir şey yoktur. Çok saçma bir görüş bu. Bir ırmak binlerce küçük kola ayrılır diye o ırmağın varlığından kuşkulanabilirmiyiz” “Rüyalar, hak ettikleri gerçek yeri yeterince bulamamış örtülü dürtülerdir.”
Aşkın Suçları
Aşkın SuçlarıMarquis de Sade · Notos · 20171,234 okunma
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.