Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bazı Filozoflar Ölümlerinden Sonra Doğarlar!
"NEYSEN O OL!" "BENİ ÖLDÜRMEYEN ŞEY GÜÇLENDİRİR!" "YAŞARKEN YAŞAYIN!" "İNSAN DOĞRU ZAMANDA YAŞAMAZSA, DOĞRU ZAMANDA ÖLEMEZ!" Bu güçlü sözlerin sahibi olan yazarın, Böyle Söyledi Zerdüşt adlı kitabına başlamıştım bundan önce. Fakat kitabın ağırlığı altında o kadar ezildim ki daha başlarda ara vermek zorunda kaldım. Yazdığı kitapları yüzyıl sonrasına atfeden bir yazarın, üstelik başyapıtı dediği bir kitabını okumak, kendi deyişiyle, "yürümeyi öğrenmeden uçmak" olacaktı. Öncesinde hayatını kısmen O'nu anlamaya adayan ve O'nun hakkında dersler icra eden bir kişinin gözünden tanımak olacaktı. Tabii o da Yalom olacaktı. "İncelemek", burada bu kitap hakkında yazacağım önemsiz bir kaç cümleden mi, yoksa okurken aslında incelenenin kim olduğundan mı oluşacak? Neydi bu kadar etkileyici olan peki? Kitapta durmadan değişen hasta ve hekim rollerinin, tarihin önemli isimlerinden oluşması ve yazarın bu kişilikleri kusursuz bir biçimde birbirine dokundurması mı? Yoksa okurken bizi de karakterler gibi bir terapiye almasından mı? Herkesin, hayatının belli dönemlerinde yaşadığı veya yaşaması muhtemel bazı trajedileri olmuştur. Peki bu trajedilere belli bir yükseklikten baktığımızda bu trajediler aslında ne kadar önemlidir? Yani kozmik bir perspektiften baktığımızda bu trajedilerin etkisi dağılır mı? Kitapta psikanalizin daha doğmadığı, Freud'un henüz meraklı bir tıp teknisyeni ama geleceği parlak bir genç olduğu bir dönemde, efsanevi bir teşhis uzmanı Breuer ve henüz kafasında Zerdüşt adlı oğluna hamile Nietzsche ile amansız bir hasta-hekim rolüne girdikleri ve edindikleri muhteşem deneyimlere tanık oluyoruz. Kitap bu üç karakterin etrafında dönüyor. Yazar bağlantıları o kadar güzel kurmuş ki, bir sonraki bölüm için inanılmaz bir merak duyuluyor. Gerçekte bu üç tarihi kişilik aynı üçgende kitabın içeriğine konu olacak kadar birbirleriyle bir etkileşime geçmemişlerdir. Ama üçünün de birbirinden ilham aldığı bir gerçek. Kitaptaki içerikleri ise yazar, güçlü varsayımlara dayandırıyor sadece. Fakat Breuer'in Nietzsche hakkında, Nietzsche'nin Breuer hakkında kurgulanan alıntıları gerçekten çok etkileyiciydi. Yani yazar kendini bu kişiliklerin yerine koyup en gerçekçi analizleri koymuş ortaya. Kim hasta kim hekim diye merak ederken biz, psikolojinin en karanlık labirentlerinde karakterlerle yol bulmaya çalışırken buluyoruz kendimizi. Bu da yazarın başarısı. 13 numaralı odada hep iki kişilerdi fakat artık biliyorum ki her kitabı açışımda ben de oradaydım ve bir kenarda çıt çıkarmadan bu muhteşem karakterler arasındaki diyalogları dinliyordum. "Ruhunda sükunete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmalı ve iman etmelidir, ama hakikatin peşindeki insanlar iç huzurundan feragat edip yaşamlarını bu sorgulamaya adamak zorundadırlar." Bunları diyen birinin gözyaşları dile gelse neler mi söylerdi?
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.