Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

278 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kolektif olaylara önem verelim, ama bireysel düşüncemiz de gelişsin.
Minima Moralia epey bir süre elimde sürünen, yer yer okumakta çok zorlandığım bir kitap oldu. Elime alıp da bir solukta biterebileceğim bir kitap değildi, asla. Hattâ kimi zaman bir cümle bile uzuuun uzuuun düşünmeme sebebiyet veriyor, Adorno’nun tam olarak ne ifade etmeye çalıştığını anlamaya çalışarak zamanım geçiyordu. Adeta mücadele etmeniz isteniyor. Felsefenin geçmiş dönemleri hakkında bilgi sahibi olunması gerektiği gibi birtakım yazarları da tanımak şarttı. Kierkegaard, Nietzsche, Proust, Kafka, Freud gibi. Büyük isimler. Kitap fragman denilebilecek kısa bölümlerden oluşuyor. İçerik olarak farklı konular olsa da Adorno’nun deyimiyle “her noktası merkez uzaklıkta olan bir yazı.” Felsefeden edebiyata, sinemadan sanata, siyasetten psikolojiye, birçok konuda fikir belirtiliyor. Tabii ki bu yazılar II. Dünya Savaşı’nın en yoğun yaşandığı dönemlerin ve bu savaşın ardından oluşan yeni dünyanın izlerini taşıyor. Adorno Nazi hakimiyeti altındaki Almanya’ya ve Nasyonal Sosyalizm’e oldukça yer veriyor. Hatta ön sözünde şöyle diyor: “Sözü edilemeyecek kadar korkunç kolektif olaylar karşısında bireysel konulardan hâlâ söz açabilmenin de bir suç ortaklığı içerdiğini kendime itiraf edememiştim henüz.” Adorno’nun deyimini kullanacak olursam oldukça iyi bir “suç ortağı” olduğunu söylemeliyim. Kitap, kolektif olaylara yoğunluk verse de bireysel konular da hatrı sayılacak derecede yoğun bir şekilde işlenmiştir. Psikanaliz ve varoluşçuluk üzerine düşüncelerini belirtmeye kadar varıyor. Ayrıca bu iki düşüncenin etrafında şekillenecek bir şekilde aşk, evlilik, cinsellik gibi insan ilişkilerine de değiniyor. Ayrıca Adorno Frankfurt Okulu isminde kurulan düşünce topluluğunun en önemli üyelerinden birisiydi. Bu toplulukta Walter Benjamin, Erich Fromm, Wilhelm Reich gibi önemli isimler de bulunmaktaydı. Adorno’nun kendisi Marksist görüşlere yakın olsa da kendi içerisinde Marksizm eleştirisi de yapıyordu. Sovyet tipi, Stalin ile birlikte yükselen Ortodoks Marksizm anlayışını kabul etmemek konusunda oldukça ısrarcı davranıyordu. İşçilerin ve devrimcilerin yöntemleri ve düşünceleri ile ilgili görüşlerini bu kitapta da aktarmıştır. Hepimiz çevremizde gördüğümüz nesnelerden etkilenerek kişiliğimizde birtakım değişimler yaşıyoruz. Televizyon, internet, reklam tabelaları gibi düşüncelerimizi şekillendirebilecek güçlü nesneler yeni çağın insanını da oluşturuyor. Sözü Adorno’ya bırakıyorum: “Yeni insan tipini anlamak istiyorsak, onu çevresindeki nesneler dünyasının sürekli etkisine maruz kalan, sisteminin en derin noktalarında bile oradan izler taşıyan bir varlık olarak düşünmemiz gerekir.” Keyifli okumalar diliyorum.
Minima Moralia
Minima MoraliaTheodor W. Adorno · Metis Yayınları · 2005533 okunma
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.