Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Muazzam ifadeler.
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak! Neden ? Çünkü korkmak, her zaman ödü patlamak manasında değildir. Korkmak, çoğu zaman asil bir his, bir endişedir. Çocuğun çok ateşi var, doktor korkuyorum! diyen bir annenin asil korkusu gibi... Bir tren istasyonunda, bir uçak alanında tren veya uçak gelmeyip de yolları kar, ufukları karanlıklar sarınca: geciktiler, yolda kalmalarından bir kazaya uğramalarından korkuyorum! diyenler hiçbir zaman bu sözü can korkusuyla söylemiş değillerdir. Demek ki korku, her zaman ödleklik değil, çoğu zaman bir fazilet bir asil his, bir endişedir. İstiklal Marşı şairi ise, büyük milletine seslenerek şunu söylüyor: -Senin için bu endişe de yoktur. Batı ufuklarını kaplayan bu al renk sönebilir. Hatta sönecektir. Çünkü onun ardında bu rengin sönmemesi icin, kanının son damlasını vermekten çekinmeyen, büyük bir millet yoktur. Rengi, Şafak renginde alevlenen al sancak ise sönmez! Çünkü onun sönmesi icin bu yurdun üzerinde tek bir tüter ocak kalmaması, tek bir aile, tek bir Türk kalıncaya kadar bütün Türk milletinin millet halinde ölmesi lazımdır. Bu da mümkün değildir.
Sayfa 379
·
7 görüntüleme
Vildan okurunun profil resmi
“... ilk mısrasındaki Şafak kelimesi orada bugünkü yaygın manasında değildir. Orada şafak kendi hakiki manasında kullanılmış. Buna göre şafak gün doğmadan önce Doğu ufkunda beliren kızıl aydınlık değil bunun tam aksine güneş battıktan sonra batı ufkunda kalan al aydınlık demektir. Kısaca şafak bu mısrada sabah değil, akşamdır; güneşin doğuşu değil, batışını anlatır. Bunun içindir ki güneş doğarken endişeye kapılmayan gönüller, o ıztırap yıllarında güneş batarken bu endişeyi bütün şiddetiyle duymuşlardır. Demek ki mesele, her şeyden önce kelimenin manasındadır.”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.