'Zaman geçtikçe kazınan, kazındıkça kapanan bir yaranın iki ucunda kanıyorduk ama kan kaybeden ve acil yaşlar döken hep ben oluyordum..
Sana gelmenin adıydı 'gitmek' ve ben her gelişimde, vardiyası vurgun hiçliğime gidiyordum kendimden..
Senin gemilerin yanaşacak rıhtım ararken maviliklere, ben seferler düzenliyordum seyyah gençliğin, rıhtım-sız, limansız ve gemisiz esirliğine..
Oysa ben sana baharın aydınlığı kadar saklanmıştım ve sana yalansız yanlışlarda susamıştım..''