Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Köylüler geçiyordu bir yandan öbür yana, eli kürekli, omuzu heybeli, kucağı çocuklu köylüler, kadın erkek kaynaşıyorlardı. Tırpan ırgatları uç verdi caddenin alt başından. Urbaları yırtık, yamalı, dudakları yalama, lastik ayaklı ırgatlar... Tırpan, çekiç, örs, masat, ekmek torbası kuşanmışlardı. Güneşi yara yara gidiyorlardı. Tırpanların çengel çelikleri havada dönüyor, güneşte parlıyordu. Sapları ters çevirmiş, elceklerden sıkıca kavramış gidiyorlardı; kollar sıvalı, göğüs bağır açık, tunçlaşmış alınları, yorgun adımlarla gidiyorlardı. İçlerinde çocuk irgatlar da vardı, dirgenli tırmıklı. Araçlarını onlar özenle kavramışlardı. Uzak yerlere dağ köylerine gideceklerdi, iki gün mü, üç gün mü gideceklerdi. Gözüne Sinekdağını kestirenlerin bir haftalık yolları vardı. Bir oraya varsalardı gerisi kolaydı. Irgat pazarında toplanırlardı. Ağalar dallı gövdeli yiğitleri seçer alır, zayıfı çelimsizi, hastalıkları beğenmezlerdi. Ama diretecekti yiğitler, Ya hep ya hiç. Biz birbirimize söz vererek, dalvererek çıktık köylerimizden. Anca beraber, kanca beraber! diyeceklerdi. Evdeki pazar çarşıya uyacak mıydı? Kentlerin sokakları, dağların yamaçları ırgat seli kaynıyordu, sel olup akmışlardı, ırgat olmuş bitmişlerdi onca yoksul köylüler, işsiz köylüler. Ağalar yanaşmazsa zayıflar, hastalar tırmık ırgatlığına boyun eğeceklerdi çaresiz. Tırmık ırgatlarının ücreti çok düşüktü, tırpan ırgatının yarım günlüğü! Ayrıca bir paket tütün hakları da yoktu gün doğadan doğana!..
Sayfa 220
··
4 görüntüleme
Adem okurunun profil resmi
Bu Irgat selini gören Kaymak tabakaya mensup "gözde" siyasi Feramuz Bey Bekir Ağa'ya şöyle diyecek: "Bunları görüyor musun bu ırgatları? Bunlar gerçek solculuğun ne olduğunu bilseler vallaha bizleri ortadan biçerler!.."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.