İslamcı düşünce bir siyasal akım kimliği kazandıktan sonra,siyasal mücadele alanlarında genellikle karşı devrimci ve emperyalizmin yararına bir rol oynadı. İkinci Meşrutiyeti "meşveret ve hürriyeti" yeniden getireceği düşüncesiyle desteklerken, onun hukuk ve özellikle laiklik alanındaki atılımlarına karşı çıktı. 31 Mart gericiliğini körüklerken bunu "sosyal" bir edebiyatla süslemesini de bildi. Daha sonra, büyük kanadı itibariyle, Anadolu'daki kurtuluş hareketine karşı çıktı ve işbirlikçi sarayın çizgisinde yer aldı. Cumhuriyet dönemindeki karşı devrimci direnişlerin uzun süre önderliğini yapan da bu akım oldu.