Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

443 syf.
10/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Yalnızım, evet, herkes yalnızdır, yalnızız.
"Romanın konusu insandır." diyor Peyami Safa. Her şeyden önce insan ruhunun izah edilmesi gerektiğine inanıyor. İnsanın iç macerasını, ruhunu derinlemesine analiz eden, saptama ve çıkarımlarını okuyucuya ustalıkla aktaran, tahlil yeteneği mükemmel bir yazar. Yalnızız; gittikçe yalnızlaşan ve bireyleşme yolunda ilerleyemeyen insanı, içindeki benlik çatışmalarını, materyalist yaklaşımın çözüm olmayacağını konu edinmektedir. Gittikçe maddeye bağımlılaşan, özünü ve kendini tanımaktan uzaklaşan yani kendine yabancılaşan insanı anlatıyor. Modernleşme ile kalabalıklar ve etkileşimler artsa da daha da yalnızlaşan insan diye bir gerçek var. Sürekli içsel bir çatışma içinde olan, benliğini bütünleştiremeyen ve bu yüzden yolunu kaybeden insan... Eserde Samim karakteri ideal insanı temsil etmektedir. Safa, tahlil yeteneğini bu karakter ile konuşturmuştur. Samim, gözlem ve çıkarımları ile Meral'in söylediği bütün yalanları anlamıştır. Maneviyata oldukça düşkündür. Samim, ideal karakter olmanın yanı sıra ideal ama olmayan dünyanın yani ütopyası 'Simerenya'nın yaratıcısıdır. Ancak Samim daha önceden sevdiği kadının kızını severek doğru biri oluşu ile ilgili kafamda soru işaretleri bıraktı. Samim'in kardeşi Besim ise onun tam tersidir. Besim, zevk için yaşayan, derinliği olmayan bir karakterdir. Hayatında anlamın eksik olduğu kişiler er geç Meral'in de mektubunda yazdığı gibi 'kendi kendinden nefret' aşamasına gelecektir. Samim'in kardeşi Selmin ve sevdiği kız olan Meral yaşamının anlamını bulmakta zorlanan iki karakterdir. Samim, ikisine de bir nevi babalık yapmıştır ve anlamsızlık çukurundan onları kurtarmaya çalışmıştır. Samim'in izinden giden Selmin, Meral'in seçtiği kurtuluş yolunu seçmemiştir. Romanda yer alan bir ifade var: Dip zıtlık. "varlıkla yokluk arasındaki zıtlığa irca edilebileceği anlaşılmıştır ve dip zıtlık budur." şeklinde ifade edilmiştir. Yazar, varlaşma ve yoklaşma denilen iki zıt kutuptan bahseder. Varlaşma ebediliğe, yoklaşma ölüme götürür. Varlaşma, benliği aşmak iken yoklaşma fanilik ve geçicilik ile sıkıntı yaşatır. Kitabı okumanın bana verdiği büyük zevkten bahsedecek olursam okuduğum en iyi kitaplardan biri diyebilirim. Ruhu analiz eden, davranış ve eylemlerin nedenlerini irdeleyen kitaplara hayranlık duyuyorum. Yalnızız'da bunlar fazlasıyla işleniyor. Toplumun ideolojileri, psikoloji, yaşanılan dönemin özellikleri, aşk, ihanet, suçluluk... Kendi davranışlarımızın olumsuz sonucunu başka şeylere yüklememizi ve onlardan kaçışımızı bize fark ettiriyor. Ayrıca bir çırpıda okunacak bir kitap değil. İyi anlamalı ve özümsemeliyiz. Çok derin anlamların yattığı bir eser olduğunu düşünüyorum. Kitap, aşkı gerçekten mükemmel işlemiş. Samim'in kendi içinde konuşmaları, seçenekleri görmesi, ipuçlarını ustalıkla incelemesi ve doğru sonuçlara varması çok etkileyiciydi. Günlük hayatımızda dikkat etmediğimiz sıradan şeylerin o kadar büyük anlamları var ki... Kitabın sonunda Peyami Safa, Samim'in ağzından adeta insanlığa bir sesleniş yapmıştır. Sanırım bundan daha iyi bir kapanış olamazdı. Bu seslenişte kitabın özü, anlatmak istediği, yapmadığımız için utanmamız gereken şeyleri ve yapmamız gerekenleri çok etkili aktardığını düşünüyorum. "Dal kendi içine, koş kendi peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör." bunu biraz olsun başarabilsek keşke. Her şey otomatikleşmiş, durup da düşünmeye yeltenmiyoruz bile. Anlamı sorgulamanız ve kendi hayatınızın anlamını bulmanız dileğiyle... "Arşı geç, ferşi atla, sidreyi aş, Gör ne var maverada ibrethîz."
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,6bin okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.