Sabahattin Ali Sırça Köşk isimli hikayesini şöyle bitirir; "...Gunun birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa , onun yıkılmaz , devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter..."
Küçük Zaches yani doğanın üvey çocuğu, bir pelinin kendine dış güzellik armağan etmesiyle kibre kapılıyor, bakan dahi oluyor, ne söylerse söylesin insanları etkileyen bir sihirle haketmedigi makamlara yükseliyor. Aydınlanmayı eleştirmek için yazılmış bu kitapta yakalayabilirseniz ince gondermeler mevcut. Peri aslinda Zaches'e "Sen herkesin gördüğü gibi biri degilsin, sen ki bacaklari tutmayan, kustuyleri olmayan birisin, o halde seni kanatlarıyla yükseklere taşıyan varlığın düzeyine erişmek için çabalamalısın!" dedirtmek istiyor. Fakat ah şu insanoğlunun kibri, büyüklük hissi yok mu? Iste bu kez onu yıkmak için, yirmi düğmeli yeşil benekli kaplan nişanı yeterli oluyor zevkle okudum, keyifli okumalar dilerim.