Gönderi

104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Düşünmenin yasak olduğu, pek çok kişinin demir parmaklıklar ardına atıldığı dönemin buhranını Feride Çiçekoğlu bir çoçuğun (Barış) mektuplarındaki sınırsız düş dünyasıyla okuyucuya aktarıyor. Barış parmaklıklar ardında duran ve dünyayı kaldığı hapishane avlusundan anlamlandırmaya çalışan küçük bir çocuk. Öylesine masum ki çoğu sayfaları gözlerim dolu dolu okudum. Kitabı bitirdikten sonra aklımda kalan tek şey eşitsizlik oldu. Meğer insanlar ne kadar da farklı hayatlar yaşıyormuş. Kimi çocuklar en lüks hayatları yaşıyorken, kimileri de Barış gibi kapalı duvarlar ardında hayatı anlamlandırmaya çalışarak yaşıyor. Her mektubun sonunda bu eşitsizlik daha bir çarpıyor insanı mesela barış bir mektubunda "Ben hiç gerçek pasta yemedim." cümlesini kuruyor. Aslında bu cümlesi bile pek çok şeyi anlatıyor. Kitap genel olarak kısa olmasına rağmen beni çok etkiledi. Barış'ın yazdığı mektuplar bana Küçük Prens Kitabını hatırlattı. Tıpkı küçük prens gibi narin bir eser. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Son olarak Barış' ın beni en çok etkileyen ve aynı zamanda yaşının çok ötesindeki cümlesi: "O da halkını sevdiği için buradaymış. Ben büyüyünce halkımı hiç sevmeyeceğim. Halkını sevenler hep kafese giriyor." oldu.
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202212,1bin okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.