Peygamberimizin vefatından
sonraki dönemde, kadınlar aleyhindeki zihniyet yeniden egemen
olmuş; birçok Müslüman, zaten dünyada yaygın olan, kadınları
küçümseyen, eve hapseden, erkeğe itaati en önemli kadın vazifesi olarak kabul eden kültürü benimsemiştir. Dinin kalplerde
ve zihinlerde etkin olduğu bir dönemde, kadınlarla ilgili bu algı
ancak dine referanslarla benimsetilebilirdi. Eksiksiz ve tam olduğu tüm Müslümanlarca ittifak edilen Kuran’a ilaveler mümkün olmayınca, bu algı özellikle “Peygamber dedi ki…” şeklinde
uydurulan hadislerle kabul ettirilmiştir. Bahsedilen kültürel yapıda yaşayan ve hepsi de erkek olan meşhur hadis kitaplarının
yazarları, kadınlar aleyhine sanki Peygamberimiz söylemiş gibi
aktarılan rivayetleri kitaplarına almışlar ve kadın düşmanlığının
“dinselleşmesinde” önemli bir rol oynamışlardır.