Bir süredir okumak istediğim fakat ertelediğim kitaplardan biriydi. Tıp fakültesini başarıyla bitirmiş, mesleğe yeni başlayacak bir hekimin Rusya'nın ücra bir köşesinde geçirdiği ilk yıllarını kendi ağzından okuyoruz. Uzun süren kış mevsimini, karlar altında kalmanın verdiği çaresizliği ve gerginliği hissediyorsunuz kitapta. Halk, eski doktorun izleri ve hemşirelerle hikaye zenginleşmiş. Teorik olarak aldığı bilgileri hasta geldiğinde kafasından geçirmesi, odasına gidip kitaptan kontrol etmesi hem komik hem de çok gerçekçiydi. Bulgakov da doktordu diye hatırlıyorum. Bu yüzden kahramanın kendi içinde yaşadıkları hiç garip gelmedi. Severek okudum. İyi okumalar.