Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sevildiğini hisseden ya da sevilebilme umudunu henüz yitirmemiş insan,sağlam bir kişiliği,güçlü bir duruşu varsa hele , yaşamına asla vermez , veremez. Tanım bellidir... Dünyayla arasındaki maddesel ve ruhsal tüm bağları kopmuş fanilerin -er ya da dişi , fark etmez- kişisel tercihidir intihar. Seçilmiş bir ölüm şeklidir. Engellenmesi güç , hatta olanaksız... Kolay değildir cana kıymak. O can , kendi canınsa eğer , daha da çatallaşır işler. Enine boyuna ölçer tartarsın içinde bulduğun şartları. Ortasında debelendiğin kısırdöngünün geçit verebilecek zayıf halkasını kollarsın. Kararlısındır belki , zerrece yalpalamadan becerir , bitiriverirsin işini. Acımasız bir can alıcı gibi. Belki de vazgeçmeye dünden razısındır. Hayatta kalmanı sağlayacak , koparıp attığın ya da birilerinin lime lime ettiği dirim kırıntılarını toplayıp bütünlemeyi denersin umarsızca. Keşke bir çıkar yol olabilse... Ya da kararından caydıracak birileri. Hastadır ruhun , benliğinse ağır yaralı. Sağlıklı düşünemezsin o anda. Sarp kayalıklarla çevrili dar bir geçitte kısılıp kalmış bedeninin her kıpırdanışında , katran karası taşların soğuk , keskin yüzlerine değip örselenmişçesine acıdan acıya savrulup durursun. İki kapıdan hangisine uzanacağını bilemezsin. Buhranlı, hezeyanlı, dizginlenmesi güç bir kriz sürecidir yaşadığın. Bir atlatabilsen... Yepyeni umutlarla eskisinden de sıkı tutulabilirsin yaşama. Denizin, maviliğini yitirdiği ölüm kokan derinliklerine bile isteye dalmış, vurgun yemiş, ama mucizevi bir kurtuluş ya da kurtalışla sağ sağlım yüzeye çıkmayı başarabilmiş, rekor denemesi yapan dalgıçlar gibi... "Nerede kalmıştık?" diyebilirsin. Yeter ki, geriye dönüp baktığında, seni yaşama bağlayacak incecik bir pamuk ipliği kalmış olsun...
··
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.