Sevmek ama dokunamamak, hissedip onu yaşayamamak, uzaktan izleyip bir gün seni fark edeceğini seni seveceğini beklemek, hayal kurmak... Aslında bu durumda hayalleriniz ve hayallerinize giydirilmiş bir kılıf (beden) vardır. Sizin neye ihtiyacınız varsa onları onda yaratırsınız. Yani siz aslında sıradan bir dala aşık olursunuz ama o dalı, zamanla suda kalıpta beyazlaşan dal gibi gözünüzde kusursuzlaştırırsınız. Ama giydirdiğiniz, yarattığınız, kusursuzlaştırdığınız kişiliği bekleyip karşınızdakinden, o kişiye açılırsanız işte o vakit hüzün ve hüsran zamanıdır. Çünkü o kişi asla sizin yüreğinizin derinliklerin de hissettiğiniz, oluşturduğunuz kişi değildir. İşte bu hüsran ve hüznü, ahenkli cümleler, şiir ve mektuplarla öyle güzel sunmuş ki bize yazar, okurken, cümlelerin büyüsüne kapılıp, karşılıksız seven gönlün yıllarca içinde sakladığı aşkı, isyanı ve fırtınayı her bir satırda yaşıyormuşçasına hissettiriyor insana... ~ Deneme tarzında, şiir ve mektuplarla desteklenmiş kitapları seviyorsanız, hele bir de platonik bir aşka esir düşmüşseniz, kendinizden çok şeyler bulabileceğiniz duygu yüklü satırlar sizleri bekliyor.

Mürekkebin Vurgun TonlarıGözde Altay · Herdem KitapYayınları · 201921 okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

cadininnkazani