Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Yediveren bahçe güllerinden elde edilen ve sürekli çiçek veren bir bitkidir. Tıpkı 7 öyküyle bir araya gelip Yediveren 'i ortaya koyan edebiyat öğretmenleri gibi. Her biri sıcacık, içten anlatımlarıyla Anadolu temalı yedi öyküde tanıdık çok unsura rastlayacaksınız. Anadolu'nun Ayak İzleri öyküsü sevgili Birgül Yangın Aslanoglu'na ait. Daha önce okuduğum Dedemin Köstekli Saati kitabının yazarı. Yine sıcacık bir öyküyle karşımızda. "Yalın ayaklarınla koştun mu tarla tarla Duydun mu çıplak toprağın, çıplak insanın yasını Ağlayan kadınlarla, ihtiyarlarla Yaşadın mı bir yağmur duasını.." Yavuz Bülent Bakiler 'in dizeleriyle giriş yapılıyor öyküye. Anlatılanlar çok hüzünlü ama çok içimizden, bize ait bir öykü. "Anadolu kadını, söyleyemediklerini, içinde tuttuklarını nakışlara dökmüş demek ki." s. 20 Gerçek adı Fatma isimli Feden Gelin'in öyküsüne tanıklık ediyoruz. 'Dünyanın yükü sırtıma verilse göğüsleyen, acıyla yoğrulmuş, sabırla harmanlanmış, tevekkülü elden bırakmamış analar' ın temsilcisi olmuş Feden Gelin:( "On üç çocuk getirdin dünyaya Beşini verdin kara toprağa, Biri şehit düştü Afyon Emirdağ'da Acın katık oldu artık bu hayatta." Muhasebe öyküsü Durhasan Kafalı' ya ait bir öykü. "Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi..." Ruhi Su epigrafı ile giriş yapılan öykü Hasan isimli 3 çocuklu bir çiftçinin hayatta kalma mücadelesi için geçim hesabını yaptığı sıcacık bir öykü. Bu ifade edilirken Anadolu köylüsünün yaşadığı sorunlar da göz önüne getiriliyor. Pirinç Akıllı Sevgili Gülşen Paşa Güzey'in kaleminden çıkmış. "Örseli bir bahçenin Acemi gülüyüm Bilmedim bir türlü Bilemem Bir mevsimlik rengi ben Dörde nasıl böleyim" Şükrü Erbaş epigrafı ile başlıyor öykümüz. Pirinç Akıllı olduğuna inanan 11 yaşındaki Vahide'nin ablası Birsen'e özlemi, ona kavuşması ve öykü biterken tıpkı babaları gibi okurun gözünden akan bir damla yaş...Vahide'nin iç konuşmasıyla akan öyküdeki anlatım ise sıcacık... Müstamel öyküsü ise Gürhan Yazıcı'nın kaleminden çıkmış. "Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm." Karacaoğlan epigrafı ile başlayan öykünün adı müstamel kullanılmış olan anlamına geliyor ki zaten ikinci el satış yapan dükkan anlamına geliyor. Öyküyü okurken fakir Anadolu köylüsünün yaşadığı yokluk, bir yumru olup içinize oturuyor. Hikmet ve Soner kardeşlerin okuma istekleri ve imkansızlıkları yeni nesle özellikle okutulmalı. "Artık yendik seni yoksulluk, artık yendik seni. Kardeşimin okumasına mani olamayacaksın. Bizlere yaşattığını ona yaşatamayacaksın. Soner okuyacak." s. 63 Toprak Kokusu sevgili Mutlu Özçelik'e ait, eserin epigrafı ise harika: "Toprak kokusu bu muydu? Böyle miydi benim insanlarım Ben hiç yoruldum mu severken Ah bu uzak ses kimin Şüpheniz olmasın şimdi bile Düşüp ardına gidebilirim" Talip Apaydın S. 65 "Toprak bekleyiş içinde. Yağmurdan sonra kokusuyla çağırır insanları. Kimse gelmez. Millet oturduğu yerden para kazanma derdinde. Batılılar gibi yaşamak istiyorlar ama Batılılar gibi çalışmak istemiyorlar. Anadolu'nun bereketli toprakları ya boş duruyor ya da toprak üstüne beton yığınlar dikiliyor. "s. 75 Toprağından, evinden ayrılmak istemeyen, hatıralara sığınıp ruhunu yalnız bırakmayan Havva Nine'nin öyküsünü okurken empati kurmak kaçınılmaz oluyor. Vaha sevgili Seher Yerlikaya'nın öyküsü " Parlayan gözlerinde avunuyor Sönmek üzere olan Gözlerimin ışığı" Süreyya Berfe s. 79 epigrafı ile başlıyor. Büzgülü köyüne aşık bir öğretmenin Anadolu sevdası ilmek ilmek işleniyor öyküde. "Belki içinden tren geçmiyordu bu kasabanın ama sevgi geçiyordu, emek geçiyordu,vefa geçiyordu. Ben bu kasabayı annemin kekik çayını içer gibi yudum yudum içtim." s. 84 "Anadolu neden Anadolu bilir misin? Herkese kucak açıp nasırlı elleriyle herkesin başını okşadığı için." s. 85 Son öykümüz Anadolu'nun Melekleri sevgili Yunus Çinçin'e ait bir öykü. Harika bir Özdemir Asaf epigrafı ile başlıyor : "Ölüm;ben onu çiçeklerle gördüm. Ölüm ;ben onu yaşamları bilerken gördüm Obur doymazlıkların obur açlıklarında Ölüm;ben onu, varlıkları silerken gördüm Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde; Ölüm;ben seni utanç ile titrerken gördüm." ÖZDEMİR ASAF Öyküde annesini 8 yaşındayken kaybeden bir öğretmenin anne özlemi, yaşadığı kayıp ve ona annelik eden Melek Anneyle ilgili duygusal öyküsü içimizi cız ettiriyor.
Yediveren
YediverenGürhan Yazıcı · Kadran Medya & Yayıncılık · 202022 okunma
··
159 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.