Kitap “Şeker Portakalı” nın devamıdır. Ana karakter olan Zeze’nin ergenlik döneminde başından geçenleri anlatır. Zengin bir aile tarafından evlat edinilen Zeze kendi ailesindeki imkansızlıklardan ve ona olan şiddet ve sevgisizlikten kurtulsa da yeni ailesinde de özlemini çektiği aile sıcaklığını ve sevgisini bulamamıştır. Hem öz hem de üvey babasında bulamadığı baba sevgisini hayali karakteri olan Maurice’te bulmuştur. Diğer yandan curcuru kurbağası Adam ve Fayolle de ona her zaman dost olmuştur.
Zeze’nin bu dönemi hep zıpırlıklarla geçmiştir ve sürekli başını belaya sokmuştur.
Kitabın sonlarına doğru onun yavaşça olgunlaştığını görüyoruz; günden güne durulmuş, aşkı tatmış ve üvey babasına karşı ördüğü duvarı yavaşça yıkmış ve onu anlamaya başlamıştır.
Genel olarak kitabı sevdim ama Şeker Portakalındaki tadı da aldığımı söyleyemem, ilk kitabı okuduktan sonra beklentim büyüktü ve kitap bunu pek karşılayamadı ama tek başına değerlendirdiğimde okumaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.