Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

3. Geleneksel Şeb-i Arus Etkinliği ( 17 Kasım-17 Aralık)
Hz. Mevlâna'yı Şems ile aynileştiren nasıl bir aşktı, ruhlarının birleşmesi nasıl bir bütünleşmeydi ki, asırlar geçtiği hâlde hâlâ gıptayla söylenmekte... Nasıl bir özdeşleşmeydi ki, "bir" olarak anılmakta... Nasıl bir coşkuydu ki, iki coşkun denizin kavuşması olarak görülmekte... Nasıl bir kutluluktu ki, O'nun kudreti karşısında
··3 alıntı·
1.998 görüntüleme
Meczup okurunun profil resmi
Beri gel, daha beri, daha beri. Bu yol vuruculuk nereye dek böyle? Bu hır gür, bu savaş nereye dek? Sen bensin işte, ben senim işte. Ne diye bu direnme böyle, ne diye? Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye? Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek, Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye? Zengin yoksulu hor görür, ne diye? Sağ soluna yan bakar, ne diye? İkisi de senin elin, ikiside, Peki, kutlu ne, kutsuz ne? Topumuz bir tek inciyiz, bir tek. Başımız da tek, aklımız da tek. Ne diye iki görür olup kalmışız İki büklüm gökkubbenin altında, ne diye? Sen habire gevele dur bakalım, Habire 'Usul boylu birlik çam ağacı' de, Sonu nereye varır bunun, nereye? Şu beş duyudan, altı yönden Varını yoğunu birliğe çek, birliğe. Kendine gel, benlikten çık, uzak dur, İnsanlara katıl, insanlara, İnsanlarla bir ol. İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz. Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane. Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini. Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini. Tertemiz can canlığını işler, canlığını. Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini. Ama sen canı da bir bil, bedeni de, Yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine, Hani bademler gibi, bademler gibi. Ama hepsindeki yağ bir. Dünyada nice diller var, nice diller, Ama hepsin de anlam bir. Sen kapları, testileri hele bir kır, Sular nasıl bir yol tutar, gider. Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak, Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.
Meczup okurunun profil resmi
Aşıklara dostu araştırmak farzdır. Aşıkların coşkun akan bir sel gibi yüzlerini, başlarını yerlere sürerek, taşlara vurarak dostun deresine varıncaya kadar koşması gerektir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Sıla okurunun profil resmi
"Kişinin kendi kendine ettiği kötülüğü, cümle âlem bir araya gelse gene de yapamaz."
Aşk Bir Davaya Benzer
Aşk Bir Davaya Benzer
Aşkınıyam. . . okurunun profil resmi
( Divan-ı Kebîr, cilt 3, 1031-1097) " Ey güzel Allah'ım, Sana mat olanı ,Sen mat etme, günahkâr kullarına lütuf ve riayetten başka bir şey yapma! Bazı kusurlarda bulunduk, terbiyesizlik ettik ise, onları lütfunla bağışla, bizlere cezasını verme! Yâ Rabbi, acımak vaktidir; bize acı. Bu aciz kulunu belalara uğratıp da, yok etme! Ayrılık fikrine kapılıp bizi kendinden ayırma, buluşmaktan, kavuşmaktan başka bir şey düşünme! Topraktan yaratılmış olan kulunun toprağını yerlere saçıp savurma, bize göklerden başka bir yeri durak olarak verme! Önceden, bizi kendinden başkasına çekme, sonunda da bize kulluktan, güzellikten başka bir şey verme! Neye alıştıysak lütfunla bizi alıştığımız şeye ulaştır! Bizi kendi başımıza bırakma, bizi manen beslemekten , yetiştirmekten bıkma, usanma! Biz Senin aşk meyhanende bulunanlara kuluz, köleyiz; bizi meyhaneden soğutma, meyhaneye sırt çevirtme! Biz kim oluyoruz ki sana' Yapma, etme!' diyelim! Haddi aştık, ileri gittikse bir kez daha bağışla. Fakat mademki cahillik edip dedik, bizim bu bu yapma etme diyen dilimizin de kusuruna bakma!" " Ey güzel Allah'ın , bu naçiz duaya Sen de âmin de zaten dua Senin duan, âmin de Senin âminin değil mi?" Âmin âmin âmin.
Aşk Bir Davaya Benzer
Aşk Bir Davaya Benzer
Leylizal  ރ okurunun profil resmi
“İmanın zirvesine, şu dört huyla yücelinir. Nefsi üzerine ağır gelen ilâhî hükümlere sabretmek; rıza göstererek, itiraz etmemek; her ne hâlde olursa olsun, insanların övgü ve sövgülerine kulak asmayarak, kâmil ahlâk ile Allah aşkı için fiil ve amellerini yerine getirmek; daima teslîmiyette durarak zuhûrata itaat etmektir.” Hazreti Muhammed Peygamber Efendimizin bahsettiği bu sıfatların hepsi dervişlik sıfatlarıdır. Peki dervişin büyüğü kimdir bu âlemde? Bizlere en güzel örnek Hazreti Ali Efendimizdir. Dervişin başı kesiktir; hep secdededir. Onda olan bütün varlık, iman ettiği yerdir. Göz, sevgilinin dışında başka birini görmeyecek; kulak, onun sesinden başka birine verilmeyecek; dil de ondan başka birini dile getirmeyecek... Bir kişi yaşamını böyle sürdürürse imanında sahidir ve huzur içinde yaşamaktadır. Ve hiçbir zaman bu kişinin gönlü karışmaz ve bozulmaz. İnanç insanı caydırır, ama iman caydırmaz. İman ne demektir? Bağlandığın yere, sen benim Rabbimsin, sen benim her şeyimsin, diyebilmektir. İnsan, imanla yola koyuldu mu, nefs geri adım atar. Fakat inançla yola koyuldu mu, nefs gâlib gelir. İman, her şeyin üstündedir, her şeyin üstünde... Bizim iman bakımından rehberimiz Hazreti Ali’dir. Hazreti Ali Efendimiz, Hazreti Muhammed Efendimizin her sözüne inanmış, Allah’ın nurunu onun cemâlinde görmüş ve ona iman etmiştir. Hazreti Ali Efendimiz, Resulallah’a sıdk-ı bütün bir imanla bağlandığı için savaşlarda hep kendini ön saflara atmıştır ve her zaman da başarılı olmuştur. Hazreti Peygamber Efendimiz, Uhud Savaşı’ndan döndüğünde sahâbesine buyurdu ve dedi ki: “Küçük savaştan büyük savaşa gidiyoruz.” Sahâbe sordu, “Nasıl küçük savaş olabilir? Uhud’daki savaş kıyâmeti andırdı.” Resulallah Efendimiz onlara şu cevabı verdi: “Oradaki savaşta karşımızdaki düşmanı görüyorduk. Gaflete düşersek düşmana yeniliriz, ama gözümüzü dört açarsak düşmanı yeneriz. Büyük savaş ise görünmeyen düşmana karşı olandır, o düşman da nefsimizdir.” Bir insan, tam mânâsıyla teslîmiyette durursa, artık o kişi ne ölümden korkar, ne de başka bir şeyden. Çünkü onun artık kendi kişiliğine ait hiçbir şey yoktur. Bizlerin bu güzelliklere varamamızın sebebi hep şüphe içinde yaşamamızdan ve devamlı acaba mı, veciba mı, öyle midir, yoksa böyle midir, doğru mudur, yanlış mıdır diye sormamızdan kaynaklanmaktadır. Bırakın şüphe etmeyi, soru sormayı artık, bakın, önümüzde birçok örnekler var, Peygamber Efendimiz var, İmam Ali Efendimiz var, bütün Evliyâullah var. Onlar, tamamen teslîmiyetle yürüdüler ve ölümsüz oldular. Dünya durdukça da sevenleriyle yaşayacaklar. Tasavvuf yolu tamamen teslîmiyet ister ve bu yolda şüphelere hiç yer yoktur. Şüpheyle, akılla yola koyulundu mu katiyyen yol alınamaz. Enginler de varlık olur, Uzaklar da yakın olur, Kal gönül alçaklığında, Gir gönüllere... İnsan olan kusuru kendinde bulur, Gerçekler Hakk’a kul olur, Kal gönül alçaklığında, Gir gönüllere... Zorla gitme yorulursun, Sabrın yoksa daralırsın, Aşkın yoksa kırılırsın, Kal gönül alçaklığında, Gir gönüllere... Mürşide teslîm et canını, Yok et suretini şanını, Var et dinini imanını, Kal gönül alçaklığında, Gir gönüllere... Ak özünde aşk ateşi yak, Ki Hakk yolunda olasın pak, Kal gönül alçaklığında, Gir gönüllere...
Sıla okurunun profil resmi
"Derdi kederi olmayan kişi yol kesicidir. Çünkü dertsiz kedersiz olmak, kulluktan çıkıp, Ene'l Hakk, demeye benzer." Hz. Mevlânâ
193 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.