Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

249 syf.
·
Puan vermedi
Şiir - Şair Bağlamında, Bağlanma Yitimi ve Bağların Yetimi
Tahattur Bir Acem bahçesi, bir seccâde, Dolduran havzı ateşten bâde... Ne kadar gamlı bu akşam vakti... Bakışın benzemiyor mu'tade. Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar, Dalmış üstündeki kuşlar yâda; Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyâda! ... Birçok şiirin var ki kalbe dolmakta. Çağlıyorsun çağlar gerisinden. Eskide kalan değil, ıskartaya çıkan değil, tedavülden kalkan değil, daima dinamik ve daima didaktik bir endamın dünden bugüne ve bugünden yarına uzanan damlası munis bir sarkıtsın. Türk Edebiyatı'nın, ediplik künyesiyle müsemma şahsiyetisin. Çehreni çirkin buluyor oluşun, mısra ve satırlarının güzelliğiyle alıyor intikamını. "Üstü kalsın" diyebilecek kadar bereketli bir güzellikti bu. Sayısız şiirini bohçalayıp, okşamak üzre muhafaza ediyorum. Yine de bu incelemenin girizgahındaki şiirin, benim için en kıymetli olanı. Bu şiiri okuduktan sonra şunları yazıvermiştim gayr-i ihtiyari; "Melali" takıp koluma, bir nehir kıyısında... misbah-ı mehtap nezaretinde adımlarken yolları.. Ve gözlerim kapalı; bu şiiri mırıldanacağım. Şayet gösterecekse Hakk-ı Hüda o yaşı, o günkü yaşım, haddi aşmış yaşım olmalı. Bu çeşmedir ki; kaynağı Haşim, kurnası Haşim, şırıltısı Haşim. Erirken o lisan-ı kadim, o memduh lisanın son üstadı sendin!" "En sevdiğin şair kim?" diye soracaklardır bana. Hep sorulur bu, bilirsin. Fakat ne ahmakça bir cevap olur "En sevdiğim şair Ahmet Haşim" demek. Saçı ve sakalı şiir kokan biri, böyle ruhsuz bir cevabı vermekle demir körüğü teneffüs edecektir ciğerlerine. Sen benim şiir tekamülümdeki "Henâ"sın. "Seni nerde koyam bundan içeri?" *** Ahmet Haşim.. Birçok şair, nazımdaki iradesini nesirde muhafaza etmekten acizdir. Ya fikirleri cılız kalır yahut nesirlerini okuyan onu bir şair olmaktan uzak görür. Birçok ismi örnek verebiliriz buna. Nesirlerindeki üslup ile bir şair olduğunu ispat edebilen bir Merhum Necip Fazıl'ı gördüm, bir de Ahmet Haşim'i. Bu iki isim dışındaki şairler, nesir yazmaya soyunduğu vakit şairliği bir kostüm çıkarırcasına üzerinden atıp, öylece oturur daktilonun başına. Bu düzlemdeki şairlere de iki örnek vermek gerekirse; İsmet Özel ve Attila İlhan diyebiliriz. Şiiri bir akşam vakti, Nil kıyılarında inkışaf eden mehtabın nezaretinde sularken yüreğinde, o hep ümitten uzak bir çehreyle süzdü hayatı. Dert, işte böyle doğrultur bir şairin belini. Şair, sırlı kelimelerin serdarı olmaktan başka nedir? Şair bir serdar ise, şiirin serhaddi elbette Haşim'dir. Hepimiz birer avcı olarak geldik dünyaya. Bilin isterim. Kimi, köpekleşen nefsinin gözüne kestirdiği avların peşinde icra eder bu avcılığı, kimi de hayatın tek-düze gidişatına bir manivela yardımıyla "dur" diyebilmenin makbul gerekçilerinin izini sürmekle yapar bunu. Müspet avcılık tam da budur. Bu eylem, düşünmekle başlar. Düşünce ise kelimelerin himayesinde bulur yaşam sahasını. İşte bu sebeple, avcılığa kelimeyle başlamak gerektiğine inandım hep. En memduh avlak sahası, elbette kitaplardı. Bu sahanın en semiz avı ise Haşim'in kaleminde gölgelenirdi. Bunları yazarken, içimdeki bir ses "Divan şiirlerine ve şairlerine" haksızlık ettiğimi haykırsa da bana, Ahmet Haşim, o kadim edebiyatın emzirdiği çocuktu. Elbette bu çağın yerle yeksan olan dili karşısında Divan Edebiyatı, Kaf Dağı'nın arkasını görmeyi arzulamak kadar uzak ve imkansız ve devasa ve ihtişamı aşan radde de muhteşem geliyordu. Bu sebebe binaen, beslenip gelişmek niyetiyle ağzımıza alacağımız lokma, kursağımıza büyük gelmemeli. Ne diyebilirim.. Bu elbette bir derdin neticesidir. "Melali anlamayan nesle aşina değiliz" diyordu Ahmet Haşim. Muhakkak ki çağındaki erozyona bir sitem olarak söylüyordu bunu. Bugün ise "Melali anlayan nesle aşina değiliz." Elbette daha acıdır bu durum. Vesselam.. Melal yüklü okumalar.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriAhmet Haşim · Dergah Yayınları · 20161,031 okunma
··
182 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.