İnsanlarda zaman ve mekân farklı işler. Bazıları geçmişte, bazıları bugünde, bazıları ise gelecekte
yaşar. Kiminin mekânı geçmişte yaşadığı yer, kiminin bugün yaşadığı yer, kiminin ise gelecekte
yaşamayı istediği yerdir. Dolayısıyla zamanın ve mekânın ayarı insanla mevcuttur...
Kitabı okurkenki ruh halinin kitabı anlamada ve
hayata geçirmede doğrudan bir ilişkisi olduğunu fark ediyor insan bu kitabı okuduktan sonra. İlk okumada etkisinin az olduğu daha sonraki okuyuşlarda istifade oranımız çok daha fazla olacağı muhakkak bir gerçek. Kitabın atmosferinin
her yaş grubuna farklı bir şeyler katabileceğini düşünüyorum.
Kitabın vurucu noktalarından biri de karakter analizinin kaliteli olması ve kitabın
insanın kelime haznesini geliştirmesidir.
Kitabı okuduğumuzda saatlere bakış açımız kesinlikle değişiyor. Saatin mekanın insanla mevcut olduğunu kitap size işliyor adeta.
Yalnızlık duygusunun yoğun olduğunu da gözden kaçırmamak gerek. Duygunun etkisini
karakterlerde de gözlemliyorsunuz.
Kitapta Hayri İrdal'ın hayatı kendi ağzından anı şeklinde anlatıldığından kitapla bütünleşiyor, onun hayatını benimsiyorsunuz. Yaşadığı duyguları kendi hayatınızla kıyaslıyor, yeri geldiğinde eleştirip, yeri geldiğinde Hayri İrdal'a katılıyorsunuz.
Kitabı daha önce okuyanlar dilinin ağır olduğundan dolayısıyla kitabı okumada zorluk çektiklerini söylediler. Açıkçası kelime zenginliği açısından bile okunabilir bence kitap. Ben bu konuda olumsuz bir yorum yapmaya kendi hakkım olduğumu düşünmüyorum. Kitabi çok severek okudum. Yıllar sonra tekrar okuyacağım kitaplar arasında olacaktır Saatleri Ayarlama Enstitüsü.