Adı ve kapağıyla ilgimi çekmeyi başaran bu kitabı hemen bu ay araya sıkıştırmak istedim. Kitaba başlar başlamaz çok akıcı oldugunu hissedince bir solukta okudum diye bilirim. Masal havasında İran şahının Viyana ziyaretiyle başlayan eser sonrasinda şah ulkeden ayrılınca insanların hayatlarındaki değişimleri yansıtıyor. Kimi para için, kimi makam için yani her türlü hırs uğruna açgözlülük içinde hayatlarının yıkılışının farkında bile olmadan bir yaşam sürüyorlar.
Kitap biraz Türk filmi tadında biraz 1930'lar Avrupasinin dönem izlerini taşıyor. Oldukça yalın, sürükleyici şekilde yazılmış.
Severek okudum, herkese keyifli okumalar dilerim.