Spoiler içerir!
Cengiz Dağcı'nın, okuduğum ikinci eseri Badem Dalına Asılı Bebekler.
Eser, tarihin en acı olaylarından biri olan Kırım-Tatar sürgününü (1944), bir çocuk gözünden bizlere aktarıyor.
Haluk, kendi halinde yaşayan, huzurlu küçük ailesi ile yaşamını sürdüren bir çocuktur. Önce annesinin ölümü, daha sonra babasının evi terk etmesi gibi trajik olaylara şahit olduktan sonra, Zöhre'nin gözetimi altında yaşamaya başlar. Kırım Tatarlarının ülkeden sürgün edilmesiyle roman sonlanır.
Yazar, eserin neredeyse tamamında ölüm-yaşam zıtlığı üzerinde durmuştur. Badem ağacı sembolü aracılığıyla Türk doğuş mitlerini yansıtır. Yine sembolik olan mekanlar aracılığıyla ise Türk aile olgusu, vatan sevgisi, toprağa bağlılık gibi unsurlar açıkça aktarılır.
Alt metni ve üslubu oldukça güçlü bir eserdi. Kitap, Dağcı'nın daha önce okumuş olduğum Korkunç Yıllar isimli kitabından daha zengin ve ağırdı. Fakat olay örgüsü açısından Korkunç Yıllar'dan önce bu kitabın okunması daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.
Tarihte yaşanmış fakat seyirci kalınmış büyük bir trajedidir bu sürgün. Okunması ve hissedilmesi gerek.