Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
Mahmut Makal'ı Okumak...
Bugün 11 Kasım ve bir yıl önce Mümtaz Soysal'ı kaybetmiştik. 1961 Anayasa metnini hazırlayan kurulda yer alan aydın bir hukukçuydu. 1971 muhtırası sonrasında görüşleri nedeniyle aylarca Ankara'da hapis yatan bir isimdir. Dışişleri Bakanlığına getirilse de kısa bir süre sonra istifa etmiştir. 14 ay yattığı Mamak Cezaevi zamanında yazar Sevgi Soysal ile evlendi o esnada Sevgi Soysal da hapishaneydi. Kısaca: bedel ödeyenlerden biriydi onu "Güzel Huzursuzluk" kitabından bir alıntı ile anıyorum: #85647058 Köye Gidenler: Bir uzun öyküdür. Dört bölümden oluşmaktadır. Mahmut Makal Köy Enstitüleri mezunudur ve çağrıldığı her söyleşide Şinasi Nahit Berker ait olan bir sözü tekrarlar: "Bu memleket uzun laftan battı!.. bu cümle Mahmut Makal'ı tanımak için bir sürü ipucu verir de yazarı tanımadığımız için pek bir şey anlamayız. Bu uzun öyküde Köy Enstitüsü mezunu bir köy öğretmeni olan Ahmet Tezer'in uğradığı sistematik baskıyı okuyacağız. Gerçekleri dile getirip dergilere yazı yazdığı için, köyün köylünün halini yazdığı için üstlerden sırayla gelecek olan zulmü okuyacağız. Ahmet Tezer Mahmut Makal'ın kendisidir aynı zamanda. 17 yaşında yazdığı Bizim Köy eseri ile uluslararası bir üne sahip olan Makal bu eseri yazdığı için başına gelmeyen şey kalmamıştır. Türk köylüsünün sefaletini, batıl inançlarını, ülkeye yerleşmeye çalışan gerici zihniyeti deşifre ettiği için sistematik olarak zulme uğrayan bir isimdir. Bizim Köy adlı eseri yurt dışında farklı dillere çevrildi. Devlet yetkilerinin tek savunması: "Bizi ele karşı daha fazla rezil etme" oldu. Demek ki yeteri kadar rezil olamadık çünkü hiçbir şey değişmedi... Mahmut Makal, UNESCO tarafindan gençlere örnek isim olarak gösterilen bir Türk yazarıdır. Bu da aklınızın bir köşesinde kalsın. Şimdi Makal'a biraz daha değineyim: Köy Enstitüleri mezunu onlarca yazar var aralarında hiç bilinmeyenler de vardır, Uluslararası üne sahip olanlar da.. En popüler isim Fakir Baykurt'tur. Ve bu kitap Fakir Baykurt'un Varlık Dergisinde yayımlanan ve Makal'a yazılan bir "açık mektup" ile başlıyor. Fakir Baykurt'un son yılları Almanya'da geçti. Ve son birkaç yıl bu iki yazarımız arasında bir soğukluk olduğunu bu mektupta Fakir Baykurt'un ima ettiği bazı noktalardan anlıyoruz. Bence bunun nedeni: Fakir Baykurt'un çok ünlenip bazı devlet politikalarına dahil olup uluslararası boyuta varan ilişkiler sonrası etrafındaki yakın arkadaşlarından biraz kopmasıdır. Bu iki yazar ülkenin gözü önünde birbirleri ile yüzleşiyor aslında çünkü kitap Mahmut Makal'ın Fakir Baykurt'a Varlık Dergisinde yayımlanan cevabı ile devam ediyor. Mahmut Makal dobra bir insandır. Lafını esirgemez, ima etmeden içindekileri döker bir kalemde o yüzden bu iki mektubu okurken gerilimli anlar yaşasam da aralarındaki dostluk bağının kırgınlıklar ile yıkılmayacak olduğunu görmüş olmak beni rahatlattı. Düşünce ve eylemde her bireyin tuttuğu yol ayrıdır. Bazen farklılıklar, kırgınlıklar olabilir ama Fakir Baykurt'un dediği gibi: "Dibine her gelenin birer ikişer balta savurduğu Köy Enstitüsü çınarının nasılsa kurumamış dallarıyız: yel estikçe yapraklarımız hışırdıyor." Mahmut Makal ise noktayı koyuyor: "Tonguç bizi incir çekirdeğini doldurmayacak şeylerle uğraşmak için, birbirmizi çekiştirmek için yetiştimmedi. Biz, o yukarda andıklanm gibi, yani bizi çekiştirenler gibi olamayız, olmamalıyız. Sen bir büyük romancısın. Enstitülü olmandan dolayı, romancılığınla da övünüyoruz. Büyük yazar diyerek bana da iltifat etmişsin, çok teşekkür ederim. Ben bunu kitaplanmda da yazdım, basit bir yazarım ve doygunum..." Son cümle Fakir Baykurt'a bir eleştiridir. Toy yazarlarken kitap sayımız üç-dört olursa bizi kimse yıkamaz diyen Fakir Baykurt'tu çünkü... İkisini de çok severim ama daha önce başka yazılarımda da dedim Mahmut Makal benim için birinci sırada yer alır. Uzun lafı sevmeyen ve roman öykü yerine araştırma-inceleme, gözlem eserlerine ağırlık veren bir isimdir. Meseleyi özünde tutan ve az sayfa ile çok şey anlatan bir isimdir. Mahmut Makal okumak demek köylerde bir belgesel çekimine şahit olmak demektir. Mahmut Makal okumak Gerici politikaların nasıl kök saldığını öğrenmek demektir. Mahmut Makal tarikat, cemaatlere karşı uyaran ilk isimlerdendir. Tek parti döneminin son yılları ve 1946'dan itibaren başlayan Dini sömürüyü, öğretmenlerin uğradığı siyasi baskıyı, müfettişin önemsediği tek dersin '"din dersi" olduğunu öğrenmek, kaymakam, emniyet müdürü, valinin köy enstitülü mezunu öğretmenleri nasıl sürdüğünü bilmek, can güvenliklerinin olmadığını gazete küpürlerinde " Makal'ı bilmek: köylüler tarafından başı ezilerek öldürüldü" yalan haberleri ile kamuoyu yaratmaya çalışan havuz medyasını bilmek demektir. Makal'ı okumak Toplum, sol görünümlü çakma aydınlar, sağcılar, cami hocaları, toprak ağaları, başlık parası peşinde koşan ev babalarının... el ele verip boyun eğmeyen Köy Enstitüleri mezunlarına nasıl yüklendiklerini, hayatı nasıl zindan ettiklerini, dünyada cehennemi nasıl yaşattıklarını okumak demektir. Hepsi ne içindi? Hepsi oy pusulasında istenilen Parti'nin birinci çıkması içindi. Hepsi manevi değer sömürüsü ile maddi rant sağlayanların keyfi yerine gelsin diyeydi. Mahmut Makal okumak demek Makal'ın başa köylülere sonrasında tüm topluma oy pusulası üzerinden seslenmesi demektir: Bir tane oy pusulanız var. Onu ya evin reisine, ya ağaya, ya beye, ya bir torba kömüre, ya asgari ücretli bir iş uğruna, ya üç beş paket makarnaya, ya keyif çayına, ya cami minaresine, ya sakallı bir mollanın konuşmasına, ya kuran kursu açan siyasi bir sömürücüye, ya din elden gitti yetişin diyene, ya ben sizin kardeşinizim ben mi onlar mı? Diyene, ya imam Hatip lisesi açana veriyorsunuz. Bir tane oy pusulanız var ve yüzlerce kişinin söz hakkı var o pusulada bir tek sizin sesiniz çıkmıyor. Ya sizi aç bırakanlar? Ya sizin duygularınızı istismar edenler? Ya sizin aklınızla dalga geçenler? Ya 1946"dan beri aynı masalları size yutturanlar onlar aklınıza hiç mi gelmiyor? Bir oy pusulasına sahip çıkamayanlar ülkenin kaderini nasıl değiştirebilir diye sormak gerekiyor... Bozkırdaki Kıvılcım adlı kitabından bir alıntı ile bitiriyorum: "Otobüsü kaçırmak için çocuk olmak şart değil. Çoğu zaman kendi kişilik dünyamıza öylesine gömülüyor, kendi elimizle kendi başımıza öyle ağlar, öyle arapsaçları örüyoruz ki, yanıbaşımızdan bütün hışmı ile gelip geçen en önemli olayları ıska geçiyoruz."
Köye Gidenler
Köye GidenlerMahmut Makal · Gökkuşağı Yayıncılık · 199816 okunma
··
151 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.