Gelelim kitabımıza O Yer O Yer... Konusu bana aslında o kadar uzaktı ki, hiç merak etmediğim bir yerdi ve oraya karşı bakışımı, düşüncemi iyi/kötü değiştirdi. Yazar kitapta Kentli Kızılderililer’i konu almış. Oradaki insanların yaşamlarını vs. peki bu yaşamlar nedir? İnternet bağımlılığı, alkol, aile içi şiddet, kadına şiddet, çocuk istismarı, uyuşturucu vs. Bu konularla anlatılmış yaşam hikayeleri. Çok fazla karakter olduğundan dolayı bir süre sonra havada kaldı ya da bu hangisiydi diyip geriye döndüm. Her birinin Büyük Oakland Powwow’una (tören-bir günden bir haftaya kadar sürebilir) gidiş hazırlığı farklı. Kimi babasını bulmak için, kimi torunu için, kimisi farklı kişiler ve olaylar için ve kimi de büyük ödülü çalmak için. Her karakterin olayı insanda farklı bir etki bıraksa da bu kitabı sevdiğim anlamına gelmesin. Dili bana ağır geldi, yazım hatalarının haddi hesabı yoktu. Belki de ağır gelmesinin sebebi çeviriden dolayıydı. Adapte olmakta çok zorlandım. Geçmiş/gelecek/şimdiki zaman ekleri birbirini kovalamak yerine aynı paragrafta kullanılması beni aşırı rahatsız etti. En azından çeviride buna dikkat edilebilirdi. Kızılderili hikayelerini, olaylarını, yaşam tarzlarını merak edip ilgilenenleri doyurabilecek bir kitap ama benim elimde baya süründü ve artık ya bit ya da bırakıcaammm diye isyan ettiğim oldu. Çok satıldığı için alınacak bir kitap mı? Kimine göre olabilir ama benim için hayal kırıklığı oldu. Kitapla kalın, okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar.

O Yer O YerTommy Orange · Salon Yayınları · 202021 okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rojin