Havasından suyundan mı yoksa meşhur fıstığından mıdır bilinmez Gaziantep hep cemiyete faydalı isimler çıkartmış. Dündar Taşer, Necdet Sevinç, Mitat Enç ve Saygılı ailesi sadece benim bildiklerim. Göksel Tiryaki de artık bu isimlerin arasına katıldı. Doğup büyüdüğü topraklardaki Barakların yöresel günlük yaşamından evrensel mesajlara ulaştıran birbirinden etkileyici hikayeleriyle ne kadar güçlü bir kalemi olduğunu belli ediyor. Ahlâk-Başarı, eski-yeni, gelenek-modernizm, hatta karışıp-karışmama gibi ikilemler arasında sıkışıp kalan karakterlerin duyguları oldukça gerçekçi bir şekilde anlatılmış eserde. Dili açısından "Uzun Çarşının Uluları" kitabıyla benzerlik gösteriyor. Yüzlerce yıl sürgünle, göçle, acıyla yoğrulan Barakların öyküsüne dalıp gideceksiniz. Bu arada ben en çok "Mırrey" hikâyesini beğendim. Sanırım kendimden en fazla iz bulduğum bölüm oydu.